Her ayın ilk haftasında toplanan Belediye Meclisinde Başkan Gökhan yoklama aldıktan sonra gündem dışı bir konuşma yaparak genel bir değerlendirme yaptı. Mayıs ayı toplantısında kendisinin olmaması sebebiyle toplantıda alınan kararları ve yapılanları anlatan Gökhan, siyasi konularda girince karşılıklı sataşmalarla oturum sertleşti.
 
Çan ve Gökçeada Belediye Başkanlarının gözaltına alınması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gezi ile ilgili söylediği sözler bir anda ortalığı gerdi. Aynı zamanda söz alan grup başkanlarının açıklamaları bu konuşmanın üzerine tuz biber ekti.  
İlk sözü alan İYİ Parti Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Burak Kunt, Belediye Başkanlarının gözaltına alınma sürecine de değinerek “Bu hafta içerisinde seçilmiş Belediye Başkanlarına yönelik yapılan soruşturmaların yansımalarını izledik. Gökçeada’nın seçilmiş İYİ Parti Belediye Başkanı Ünal Çetin’e yapılan muamele bizi üzmüştür. Bu muameleyi kabul etmemiz mümkün değildir. Belediye Başkanımızın, teşkilatlarımız ile birlikte bu haksız muameleye karşı her daim yanında olduğumuzu buradan dile getirmek istiyorum.  Aynı şekilde Çan Belediye Başkanı Bülent Öz’e yapılan muameleyi de kabul etmemiz mümkün değildir. Sormadan da edemiyoruz. Mesela taksileri Çanakkale Merkezde gezen bir Beldemiz ver. O Beldenin eski Belediye Başkanı hakkında da bir yargı süreci var. Siz hiç AK Partili Belediye Başkanına böyle bir muamele yapıldığını gördünüz mü?  Ailesinin, çoluğunun, çocuğunun yanından alındığını? Biz buna benzer adımları daha önce de yaşadık. Çok uzun zaman önce değil, daha birkaç sene önce yaşadık. İnsanları sabahın köründe çocuklarının yanında alarak itibarsızlaştırıldığını gördük. Biz o gün de bağırdık ‘Yapmayın, bu adalet bir gün size de lazım olacak’ dedik. O gün ‘Dikkat edin’ dediklerimiz başınıza bela oldu bile.  Üstelik sadece sizin başınıza değil, bu ülkenin de başına bela oldular. Özellikle Seçilmiş Belediye Başkanlarımız davet edilmek yerine, bu gibi bir davranışa maruz kalmalarını kınıyoruz. Bugün de yine söylüyorum, Adalet herkese lazım. Bizler demokrasinin olduğu, siyaset yapmak isteyenlerin sabaha karşı eşlerinin, çocuklarının alınma korkusu duymadıkları, akşam eve ekmek götürme kaygısının olmadığı, çocukların tok, gençlerin umutlu, anne-babaların mahcup olmadığı bir Türkiye’ye az kaldı. İYİ Parti Gümbür gümbür geliyor ve Millet İttifakı iktidarına az kaldı” dedi.
 
İtibarsızlaştırma sürüyor
Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Belediye Meclis Grup Başkan Vekili Erdal Gezen konuşmasında Belediye Başkanlarına yönelik yapılan operasyona değindi. Gezen İtibarsızlaştırılmaya yönelik yapılan bu operasyonlara karşı başkanlara her türlü hukuk desteğini vereceklerini belirterek “Cumhuriyet Halk Partili Belediyelere yakından takip ettiğiniz gibi operasyonlar yapılıyor. Güvenilmez duygusunu yaşatmaya yönelik bir algı operasyonu ve siyasallaşmış yargı çabası. Cumhuriyet Halk Partisi Belediyelerin görevini yapamıyor algısını yaratma çabası, yapılan hizmetleri engelleme çabasını tabi ki başaramayacaklar.Yargı daki siyasallaşma tabi ki hepimizin bildiği gibi bağımsızlığı ötelemesi hariç, adalet kavramını da maalesef yıpratıyor ve çürütüyor. Toplumumuzun her kesiminde bunu açık bir şekilde görebiliyoruz. Önceki gün Çan Belediye Başkanımızın, ondan önce de Küçükkuyu Belediye Başkanımızın, tamamen yasal ve hukuk boyutu dışında verilere dayanmaksızın gözaltına alınarak itibarsızlaştırma çabasında olduğunu gördük. Yapılan işlemler temelsiz ve hukuka aykırıdır. Sabah 06.45’te gözaltına alınmanın hiçbir gerekçesi yoktur. Gözaltına alınmanın iki tane basit şartı var,  gözaltına alınması tedbiri soruşturma yönünden zorunlu olmasına, şüpheli bir suç işlediyse şüphesini oluşturan somut delilerin varlığı halinde olur. Eğer bunlar yoksa ilgili makam davetiye ile ifadeye çağırılır bu kadar basit. Çağırılmazlar mıydı? Çağırıldığında illa malum basın da orada olmak zorunda mıydı? Bu itibarsız çalışmalara karşın başkanlarımıza her türlü desteği vereceğiz” dedi.
 
Demokrasinin olmadığı bir ülkede ekonomi hiçbir zaman gelişmez
Konuşmasının devamında ekonomiye değinen CHP Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen “2021 Haziran Ayında bu meclis salonundaki konuşmalarımdan bir alıntı ‘Hesap veremeyen, şeffaf olamayan bir ülkede demokrasi olmaz. Demokrasinin olmadığı bir ülkede ekonomi hiçbir zaman gelişmez’ demişiz. O dönem Dolar 8.69 TL, altının gıramı da 526 TL, TÜİK Tüketici enflasyon rakamı da %30 bir yıl sonraki verilerde ise TÜİK ‘ten %73 ile %80 arasında bir açıklama bekleniyor. Dolar 16,50 TL, Altının ise gramı 980 TL. Aradaki fark %100 ve ülke batıyor. Bağımsız araştırmacılar 2022 yılında gerçek enflasyonun %20 civarında olacağını söylüyorlar. Birleşik kamu için Ar-ge birimi için yapılan bir çalışma var. 64 tane sabit gıda Tüketim maddesi üzerine her ay enflasyon çalışması yapılıyor. Gıda fiyatlarındaki yıllık artışların %140’ı Ocak ayının başından Haziran ayına kadar ki artış %50’yi geçti. Bunların hepsi üst üste koyulduğunda nitelikli gıdaya erişimde ve açlık sınırının her geçen gün arttığını görüyoruz. İnsan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayabilmek için her ailenin 12 bin TL Para kazanması gerekiyor. İki tane asgari ücretliyi yan yana koyduğunuz zaman 8 bin 500 TL’yi aşamıyor. Yani ülkemizde aileler nitelikli gıdaya ulaşamıyorlar” dedi.
 
Ekmek 5 TL’ye kadar dayanacak
CHP Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen “Şu anda 210 gram ekmek 3 TL’den satılıyor. Ama çok yakın bir zamanda bu teklif verildi, 210 gram ekmeğin fiyatı 4 TL olacak. 50 kilogramlık bir unun fiyatını sadece 10 gün içinde 410 TL’den 500 TL’ye çıktığı, mayanın 230 TL’ye çıktığı,  Odunun ise yaklaşık 5 ay içerisinde tonunun bin 180 TL’den 2 bin 300 TL’ye çıktığı bir Çanakkale’de yaşıyoruz. Yani bu zam kaçınılmaz ve ekmek 5 TL’ye kadar dayanacak. Bu ülkede ekmekle doymak da bir lüks olma yolunda gidiyoruz. Yerel yoğurdun kilosu 26 TL, Yumurtanın bile 2 TL’den alındığı bu ülkede çocukların aç yatmamaları mümkün değil” dedi.
 
Öfkeli bir şekilde ülkeyi yönetiyorlar
Gündem dışı konuşmasında Gezi eylemlerinde yaşananlar ve iktidarın tavrına da değinen CHP Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen “Siyasi iktidarın temsilcileri artık öfkeleniyorlar. Öfkeli bir şekilde ülkeyi yönetiyorlar ve başarısız oluyorlar. Yönetemiyorlar, çözüm üretemiyorlar ve çaresizlik içerisindeler. Siyasi İktidar temsilcilerinin söylemleri Cumhurbaşkanının Gezi eylemcileri için sarf ettiği ifadeler bizleri derinden üzmüştür.  Halkımız ve Özellikle kadınlarımızı derinden üzmüştür. Kabul edilebilecek bir kelime değil maalesef. Şunu söyleyebilirim, Gezi Türkiye’nin özgürlük şiiridir. Gezi’de demokrasi, özgürlük ve gezi ağaçları ifade edilmiştir. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisinin ülkeyi getirdiği durum, Geziye katılanların itirazlarında ne kadar haklı olduğunu açıkça göstermektedir” dedi.
 
Yargı siyasallaşsaydı Ülgür Gökhan yargılandığı davada beraat eder miydi?
Söz alan AK Parti Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Esra Yüksel “Gökçeada Belediye Başkanı ile ilgili bizim bildiğimiz kadarı ile kendisi ile ilgili yapılan hiçbir davetiyeye katılmayıp mahkemenin son gününde sahte doktor raporu ile mahkemenin raporu oylaması sonucu iddiaların vahameti karşısında da yakalama kararı dışında bir seçenek kalmadığı için bu duruma gelinmiştir. Süreci saptamalarla izlenirse bu durum ortaya çıkacaktır. Yargı siyasallaştı diyorsunuz. Yargı siyasallaşsaydı Ülgür Gökhan yargılandığı davada beraat eder miydi? Belediye Başkanı bir açıklama yaptı ve dedi ki ‘bir yargı süreci vardı beraat ettim, aklandım kendimden emindim çünkü ben hukuka güveniyorum ve adalet önünden başka hiçbir şeyin önünde eğilmeyen hâkimlerimiz var’ dediniz. Yani yargının siyasal olup olmadığını CHP’li başkanların mahkeme sonuçlarına göre mi tayin edeceğiz. Yargı ve hukukla ilgili sürekli itibarsızlaştırıcı tavırlarınızdan dolayı kınıyorum. Çana gelince bir baktım ki Bülent Öz’ün hukuk süreci başlar başlamaz, fikri olmayan herkes bir cümle kullanıyor ‘bir telefonla gelebilecekken’ diye başlayan paylaşımlar. Bu hukuksal sorgulamanın bir sürecinde nüfuslu kişilerin delil karartma ihtimaline karşı bilinen bir yöntem. Yani nüfuslu kişiler delil karartabilir, süreci farklı yöne getirebilir bu sadece Bülent Öz’e özel bir uygulama değil bu herkese karşı yapılıyor. Bunun üzerinden olayı mecrasından çıkartıp hedef şaşırtma gibi bir yöntemdir ve aciziyeti göstermektedir. Ayrıca iddialar karşısında sorgulanmak, yargılanmak ve aklanmak, o iddialarla muhatap olan başkanları istediği bir şey olmalıdır. Bizler sizin gibi sistem üzerinden değil, başkanlık makamı üzerinden hareket ediyoruz. Bu önemli makamı Belediyede çalışmış birileri tarafından şikâyet ediliyor delillendirildi” dedi.
 
15 günde Belediyeyi boşaltır
Esra Yüksel’in bu sözlerini keserek araya giren Belediye Başkanı Ülgür Gökhan söylenenlerin hukuk saçmalığı olduğunu belirterek “Böyle saçma sapan laf olur mu? Delillerin kesin olduğunu nerden biliyorsunuz? Hukuk saçmalığına devam edin.  Bu dediğiniz Hukuk saçmalığıdır. Orada kesinleşmemiş bir iddiayı burada söylemeniz hukuk saçmalığı. 15 gündür inceleniyor. Yani adam bir şey kanıtlayacak olsa 15 günde Belediyeyi boşaltır” dedi.
 
Gezi’yi kutlamaktan yorulmadınız
Gezi eylemleri ile ilgili açıklamalara da cevap veren AK Parti Belediye Meclisi Grup Başkan Velili Esra Yüksel “Gezi’yi kutsamaktan, Gezi’yi kutlamaktan yorulmadınız. Gezi’yi o gün kınadık bugün de kınamaya devam ediyoruz. Gezi olaylarında tamamen çevre hassasiyeti ile bulunan insanlar dışındaki vandallığın, terörist başının posterinin açılmasının, devletin polisine saldırılmasının, halk otobüslerinin yakılmasının, esnafın dükkânlarını yağmalamanın suç olmadığını kimse düşünemez. Bunlar birer suçtur, ceza kanununda da yeri vardır.  Ona göre de şu anda mahkemeler devam ediyor. Bütün bunlar olurken böyle bir vahameti siz sürekli kutlamaya çalıştıkça suçlusunuz. Hukukçusunuz, bir suçu ve suçluyu övmek gibi bir suça iştirak ettiğinizi düşünmüyor musunuz? Bu tavrınızı kınıyorum” dedi.
 
Cumhurbaşkanının Sözlerini Neden Üstünüze Aldınız Ki
Mecliste tansiyon iyice yükselmişken, gündem dışı söz alan CHP Belediye Meclis Üyesi Rebiye Ünüvar, “Bir kadın sonra insan olarak Cumhurbaşkanımızın söylediği bu sözden, gezi ruhu taşıyan kişiler olarak rencide olduk, çok üzüldük, canımız incindi. Esra hanım empati yapabilir o gezi ile ilgili her türlü algı onun algısıdır. Ama en azından biz Gezi ruhuna inanan insanlar olarak rencide olduk. Bizim rencide olmamızdan o da üzüntü duydu mu?” dedi.
 
Bu kişiler alınsın üstüne, siz neden alınıyorsunuz?
AK Parti Meclis Üyesi Özlem Karadayı söz alarak, “Ben şimdi size bir rapor okuyacağım. 58 Kamu binası, 68 Mobese kamerası, 337 iş yeri tahrip edildi, 90 belediye otobüsü yakıldı, 214 özel araç, 240 polis aracı, 45 Ambulans, parti binalarına zarar verildi. Türkiye’ye ekonomik zararı 200 Milyar dolar. Cumhurbaşkanımız bu sözleri teröristlere, bu zararı verenlere söylüyor. Gerçekten ağaç sevdası ile gelenlere değil. Bu kişiler alınsın üstüne, siz neden alınıyorsunuz?” dedi.
 
O yakanlar, yıkanlar biz değiliz
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Gezi Eylemleri ile ilgili açıklama yaptı. “Ben Gezi’ye ilk günden katılan birisiyim. Ben yakıp yıkmadım ve benim gibi on binler de yakıp yıkmadı. Daha sonra bir takım provokatörler, kimlerin oraya atıldığı bilinen ve söylenmeyen provokatörler o işi bu hale getirdi. O yakanlar, yıkanlar biz değiliz. Oraya giden ve katılan, hiçbir günahı olmayan tamamen demokrasi için o iki ayyaş dendiği için tepki gösteren, Taksimde 31 Mart vakalarını hortlatmak için oraya o binanın yapılması için plan yapanlara karşı bir halkın direnişidir. Ondan sonraki olaylara şiddetle karşıyız.  Biz Gezi’nin başlangıç anlayışlını kutluyoruz. Yoksa o terörizmi, tahribat edenleri, vandallığı kutlamamız söz konusu bile olamaz. O zamanlar sizin partinin içinde Geziye olumlu referans verenler vardı.  Oralarda Cuma Namazları kılındı, iftar sofraları kuruldu ben bunların hepsine şahidim. Baktılar ki iş sakat aleyhte gidiyor. İşte o zaman o palalı, kılıçlı, baltalı adamları soktular. O provokatörlerle olay buralara geldi. Bu geldi geçti ama biz o anlayışı kutluyoruz. Buradan bir arkadaş da söyleyebilirdi ama o üslup Sayın Cumhurbaşkanının üslubu olmamalı” dedi.
 
Enflasyon düzelir ama bozulan hukuk düzelmez.
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Konuşmasında gözaltı süreçlerine de değinerek “Konumuz yargının gözaltına alma, almaması değil, bizler Belediye Başkanlarıyız ve iyi kötü kanunları uygulamakla mükellefiz. Ben kaç kere çağırıldım savcılığa ve gittim ifade verdim.  Yargılandım ve bu yargılanmalarla ilgili hiç benim ağzımdan bir eleştiri duydunuz mu?  Ama adaletsizliği, tarafsızlığı eleştiriyorum. Ama daha yeni Anayasa kararlarını ‘Tanımıyorum’ diyen  bir kimlik şu anda Adalet Bakanlığı yardımcısı oldu.  Eleştirmek eyvallah, ama mahkeme kararını uygulamam denmez. İdare mahkemesinden bana karar geliyor ben uygulamam diyebilir miyim? Mahkeme kararlarını uygulamamak suç. Dolayısı ile hukuk kavramları ile ilgili bu ülkede bir karmaşa var. Bunu düzeltmemiz lazım. Bu düzenlememizin nedeni ekonomiden önce hukuk. Enflasyon düzelir ama bozulan hukuk düzelmez.  Çağırıldığı zaman gider, gitmez burada tartışmanın bir manası yok ama sabaha karşı çocuğunun gözü önünde polis takdirinde alınması son derece yanlıştır, ayıptır” dedi.

Hasan Sami Er