Koristler Çanakkale’den dünyaya sesleniyor
Kendisine “Koro Manyağı” lakabı taktıklarını ifade eden Şef Gökçe, koro müziğinin ulusal ve uluslararası arenalarda gelişimi noktasında Çanakkale’den dünyaya büyük adımlarla ilerliyor. Üniversite yıllarına kadar çok utangaç olan Şef Gökçe koro ile tanıştıktan sonra evrene kendi sesiyle imza atmasını öğreniyor ve birlik beraberliğin timsali olan koroların kendisine kattığı disiplinle müziği, sevgiyi, paylaşımı, cesareti, çoğalmayı, hayatı, sanatı ve bu niteliklerle yaşamanın değerini Çanakkale’den tüm dünyaya duyuruyor.
Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümünde Öğretim Görevlisi olan Çanakkale Barış Korosu şefi Mete Gökçe koro müziğinin önemi, kültür ve sanat etkinliklerinin toplum dizaynında yeri konusunda gazetemize açıklamalarda bulundu.

“FESTİVALİMİZ GİTTİKÇE BÜYÜYOR”

Uluslararası Çanakkale Korolar Festivali’nde 5’incisine hazırlanan Şef Gökçe,  “ Hazırlıklarımız son aşamasına geldi.  2011 yılında yola çıktık Türkiye’nin en büyük koro festivali ve bu yıl tamamen uluslararası oldu. Türkiye ve Kıbrıs dâhil 11 ülke var. 43 koro ve 1500 korist Çanakkale’de olacak.   Festivale ana sponsorumuz Çanakkale Belediyesi, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi ana destekçilerimizden.  ÇOMÜ İÇDAŞ Merkezinde festivali hayata geçireceğiz.  3-4-5 Temmuz tarihlerinde de Morabbin Parkı’nda Sokak konserleri olacak. Gittikçe büyüyen bir festival” dedi.

AFRİKA’DA SU KUYULARI AÇIYORLAR
 Çanakkale Barış Korosu ile birlikte Afrika’da ki temiz suya muhtaç çocuklar için su kuyusu açtırdıklarını anlatan Gökçe,  sözlerine , “Çanakkale halkından oluşan Çanakkale Barış Korosu altıncı yılına girdi. Çalışmaları da devam ediyor. Orada yediden yetmişe katılım var, sadece çocuk şarkıları söylüyoruz.  Ayvalık’ta Zeytin Çekirdekleri adı altında dezavantajlı çocuklardan oluşan bir kültür programı düzenliyoruz. Afrika’da su kuyuları açmak adına Zeytin Çekirdekleri Derneği ve Boğaziçi Üniversitesi ortaklığında 27 Mayıs’ta İstanbul’da bir yardım konseri yaptık. Oldukça önemli bir konserdi. Önümüzdeki sezonda bunun devamı gelecek” ifadeleri ile devam etti.

“KORO MÜZİĞİ İLE BİRÇOK ŞEYİ AŞTIM”
 Koro müziğinin toplumları bir arata getirmede büyük önem arz ettiğin sözlerine ekleyen Şef, “Koro insanları bir araya getiren, birleştiren bir şey, bu sadece  şarkı söylemek değil. Ben büyük bir koro hayal ediyorum.  Ben büyük bir koro olabilmeyi, hayatı salt duygular ile paylaşmayı hayal ediyorum.  Türkiye gittikçe kutuplaşan, herkesin bireyselleştiği bir ülke. Koro bir anlamda büyük bir ortam sağlıyor.  Ben çok utangaç bir çocuk, utangaç bir üniversite öğrencisi idim.  Bunu koro müziği ile birçok şeyi aştım. Çok utangaçtım, kendimi ifade edemiyordum. Çocuk korolarının artmasını istiyorum.   Çanakkale’de Çocuk Koroları Şenliği’nin de bu yıl Nisan’da ikincisini yaptık. Çocuk yaşlarda iyi eğitim verilen korolar oluşturuluşa bu çok güzel olur. Herkes şarkı söyler ve bu toplumda bireysel olarak kalıcı bir özgüven sağlar.  Sanat insanın kendini ifade etmesidir, bu da deneyimlerle artar. Buna çocuk yaşlarda başlarsak, bu sabitleşir.  Her insan yeteneklidir,  yüzde yüz her ses eğitilebilir. Herkesin bir yeteneği bunun da düzeyleri vardır. Önemli olan bunu keşfetmek  ve o bulgulara göre eğitim vermektir” dedi.

“KORİST VE ŞEFLİK KAMPLARIMIZ BAŞLAYACAK
Koro Şefi Mete Gökçe, koroda geleceğin müzik öğretmenlerini yetiştirdiklerini belirtirken, yılda 2 kez de kamp yaptıklarını kaydetti. Kış aylarında Kıbrıs’ta, yaz aylarında ise Çanakkale’de bir araya geldiklerini belirten Gökçe, “Festivalin hemen ardından, 20-30 Temmuz tarihleri arasında 100 Ses Koro Okulu kapsamında, 100 Ses Ulusal Gençlik Korosunun, korist ve şeflik kampları olacak” dedi.

“PLANLI SANAT TOPLUMU DİZAYN EDER”
Son olarak, Çanakkale’nin kültür ve sanat etkinliklerini de değerlendiren Şef Gökçe , “Çanakkale’de kültür ve sanat anlamında çok etkinlik var ama olumsuz tek yanı planlama olmayışı. Bir kurumun sorumluluk üstlenmesi, eş güdümlü çalışması ve bir kültür sanat planı oluşturulması gerekiyor. O plan halkı da planlı hale getirir, toplumu dizayn eder.  Bunu iyi disipline etmek gerekir.  Kültür ve sanatın bir değeri de olmalı. İnsanlara bunu öğretmek gerekir. İnsanların gelişmesi için bilgiye ve öğrenime yatırması gerekir. Sinemaya gidecekse,  biletini alıp gitmeli. Türkiye’de kitap pahalı diyorlar, bence hiç pahalı değil. Gençlerin ellerindeki cep telefonlarına bakın, telefonların içi bomboş. Ama bir kitap mağazasında 10-20 arasında alacağını birçok kitap çok ama çok faydalı.   Koskoca bir festival yapıyoruz, 1500 korist var ama konserler ücretsiz.  Bir sanat ögesi oluşturmak çok önemli.  Çanakkale Korolar Festivali’nin bu kente kazandırdığı değeri bir düşünün.  Bu insanlar bir hafta boyunca döviz harcayacak, gezecek, konaklayacak.  Bu bir sanatın en basit geri kazanımı”  şeklinde değerlendirme yaptı.

Özel Haber: Dilek Akşen