Çanakkale Merkez, Kepez, Dardanos ve Güzelyalı sahillerini adeta istila etmiş olan Müsilaj konusunda açıklama yapan Çanakkale Çevre ve Doğa dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka, “Önlem almazsak sahillerimizde deniz kirliği nedeni ile denize giremeyeceğiz” dedi.

Tonka, atık suların Çanakkale Boğazına derin deşarj yöntemi ile iletilmesi çalışmasından da vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Teknolojiyi kullanıp ileri seviye artıma yaparak arıtma sularını denizimize göndermekten vazgeçmeliyiz” dedi.

“KİRLENME DEVAM EDERSE MARMARA DENİZİNDE BALIK ÇEŞİDİ KALMAYACAK”
Bir süreden buyana Çanakkale kıyılarını adeta istila eden Müsilaj konusunda açıklama yapan Çanakkale Çevre ve Doğa dernekleri Federasyonu Başkanı Bünyamin Nami Tonka Çanakkale boğazı ve Marmara denizinde çok hızlı bir kirlenmenin olduğunun ifade ederek, “Çanakkale Boğazlardaki ilk kirlenme olayı, 1987 yılında İstanbul Haliç’teki kirliliğin Marmara Denizine verilmesi ile yaşandı. O dönemde Marmara denizindeki bu kirlilik Çanakkale Boğazına da ulaştı. Bu kirlilik nedeni ile denizin rengi maviden yeşile döndü. Tabii Çanakkale Boğazı’nda bu yeşil görüntü bizi panikletmişti ve ne oldu sorusunu sorduk doğal olarak. Olay ile birlikte denizinde oluşan yeşil renk nedeni ile tek hücreli canlıların sayısının artmasına ve Marmara denizinin de kirlenmesine neden olmuştu. Yine arıtması olmayan sanayi tesisleri de yoğun bir şekilde atık sularını arıtmadan direk Marmara denizine attılar. Şu bilgiyi de vermek istiyorum. Marmara denizinde bundan yüz yıl önce 110 çeşit balık türü varken, 10 çeşit farklı balık türü kaldı. Bu şartlar bu şekilde devam ederse 10 yıl sonra Marmara Denizinde deniz Vanlılarının yaşaması mümkün olmayacak. Ayrıca Marmara denizinin kendine has fok balıkları vardır. Onlarında bu kirlilik içerisinde yaşama şansları yok. Onlar da başka denizlere göç edecekler” dedi.

“KİRLENMENİN NEDENİ ARITMALARDAN ÇANAKKALE BOĞAZINA VERİLEN ATIK SULAR”
Tonka müsilaj istilası konusunda yaptığı açıklamanın devamında atıksu arıtmalarının derin dejarjlarına dikkat çekerek “Yine bölgedeki kirlilikler devam ediyor. Fakat Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bir uygulaması var. Çanakkale’de arıtmadan çıkan su denize yani Çanakkale boğazına veriliyor. Çanakkale’de önce Sarıçaya yani diğer adıyla çöpçaya  verliliyor ve ordan da Çanakkale Boğazına veriliyor. Çanakkale’yi ikiye bölen Sarıçay’ın kirliliğinin nedenlerinden biride bu. Çanakkale’de ki bu kirliliğin nedeni arıtma tesisinden gelen suyun denize ulaşması ulaşırken de hem ısı artışı nedeni ile tek hücreli canlıların artması nedeni ile bu kirlilik yaşanıyor. Bunun gibi Çanakkale boğazını kirleten unsurlar Bayramdere, Umurbey Çayı, Yapıldak Çayı, Musaköy Çayı, Sarıçay, Kepez Çayı ve Karamenderes Çayı. Çanakkale ve Kepez sahilinde oluşan bu kirlilik Çanakkale merkezin arıtmasından gelen su kimyasallar, ağır metaller ve mesela deterjan atıkları nedeni ile kirlilik yaşanırken Kepez’de de Kepez Çayı ile Çanakkale Boğazına ulaşan zirai atıklar dahil arıtılmamış kirli su Çanakkale boğazını kirleten başka bir unsur. Bir dönemde, kısa bir dönem gerçekleşti ama bugünkü Kepez sahilinde bulunan bugün auapark olan işletmenin biraz ilerisinden kepez atık suları derin deşarj için yaklaşık 50 santimlik bir boru ile tüm Kepez’in atıkları o boru ile denize verilmeye başlandı. Bu atıklar arıtılmadan verilince Çanakkale Boğazında biliyorsunuz iki çeşit akıntı var alttan Karadeniz’e doğru, üstten’ de Ege’ye doğru. Tabi kepezden Çanakkale boğazsına verilen atık su bazen Çanakkale’ ye merkeze doğru bazen de egeye doğru gidiyor.  Çanakkale boğazını kirleten unsurlar Güzelyalı Arıtmadan Çanakkale Boğazına verilen atıksu, Kepez Arıtmadan Çanakkale Boğazına verilen atıkksu ve Çanakkale merkez arıtmadan yine Çanakkale boğazsına verilen atık su. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı atıksular için derin deşarj şartı var ama sanki derin deşarj yapılında Çanakkale boğazı kirlenmiyormuş gibi bir durum söz konusu olamaz. İşter derin deşarj olsun ister doğrudan boğaza verilsin Çanakkale’de ki su akıntılarının farklı olmasından dolayı Çanakkale boğazında çevre kirliliği oluşuyor. Daha önce Kepez belediyesi Hal plajın olan bu bölge daime Mavi Bayrak alan, Deniz temiz bayrağı alan bir yerdi. Şimdi  ben Sağlık İl Müdürlüğümüzün buraya gelip denizden numune alınarak incelenmesinin ardından deniz suyumuz ile ilgili raporu görmek istiyoruz. Sağlık il müdürlüğümüz nedendir bilinmez, bu tür konularda “bilgi Edinme Kanunu”‘na uygun değildir diyerek bilgi vermek istemiyor. “Çevre ve Şehircilik Müdürlüğün durum raporlarına” bakın deniyor. Bu durum raporlarına da baktığımızda da konu ile ilgili gerekli bilgiyi edinemiyoruz. Şuan Kepez sahili ve Çanakkale sahillerindeki bu durum ile ilgilenecek olan kurumlar Kepez Belediyesi, Çanakkale belediyesi, Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Sağlık İl Müdürlüğü, Tarım, Gıda ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ve bilimsel veriyi ortaya koyacak olanda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi’ de bu durum ile ilgili rapor vermesi gerekiyor. Ama şimdiye kadar denizimizin bu durumu görülmesine, bilinmesine rahmen denizin b u durumu ile ilgili hiçbir rapor görmedik. Sadece bu müsilaj’ ın  Kahve rengi olanı Kocaeli açıklarında görüldü. Onunla ilgili denizi olmayan bir üniversitemizin su ürünleri fakültesindeki bir bilim adamı bu durum deniz kirliliği değil diyor ben şimdi o bilim adamına söylüyorum, Çanakkale’ye gelin ve burada denize girin bizde sizi görelim. Deniz kirli miymiş? Temiz miymiş? Ona göre de biz kendi kararımızı verelim” dedi.

“ARITMADAN DENİZE DEŞARJI BİTİRMEMİZ LAZIM”
Tonka denizlerimizin kirlenmemesi için ileri teknoloji kullanarak arıtma tesislerinden denize atık su göndermemenin yolunun bulunması ve bu yöntemin acilen uygulamaya sokulması gerektiğini belirterek “Şu andan itibaren Çanakkale Boğazındaki denizde görülen Müsilaj ile ilgili yapılması gerekenler, ileri arıtma dediğimiz, arıtmayı daha bir ileriye götürme sureti ile arıtmadan denize deşarjı bitirecez. Arıtmaya gelen kirli suyu ileri arıtma için kullanılan işlemlerden geçirdikten sonra park ve bahçelerimizi sulayacak su haline getireceğiz. Arıtma tesissinde oluşacak atıkları da gübre olarak tarım sektörüne kullanmak için verilebilir. Çanakkale hepimizin. Marmara denizi çevresinde bulunan bütün belediyeler arıtma sularını Marmara denizine ileri arıtma sitemleri kullanarak vermemesi durumunda bu deniz kirlilikleri ortadan kalkar. Bunun aksi bir durum yaşanırsa Marmara kirlenmeye, Marmara Denizindeki balık ve deniz canlısı çeşitliliğinin azalması ve denizin kirlenmesi devam edecektir. Çanakkale Boğazı, Marmara denizi ve İstanbul Boğazı kirlenmeye mahkum bırakılmamalı. Aksi halde mavi bayraklı plajları olan Çanakkale sahillerinde denizde yaşanan kirlenme nedeni ile  girme imkanı olmayacak. Sahilleri ile ilgi odağı Çanakkale olan önlem alınmaz ise bu özelliğini kaybetmek üzere. İleriki dönemde Çanakkale’ nin en güzide yerleri, Çanakkale sahilinde, Kepez sahillerinde Dardanos ve Güzelyalı sahillerinde denize girmenin mümkün olmadığını göreceğiz. Bu nedenle acil bir şekilde bütün yetkililerin bir araya gelerek deniz kirliliğinin gündeme almaları ve konuyu gündeme getirmeleri ve bu konu ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz.” dedi.

Ogün İnal