Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şubesi Eş Başkanı Canan Çoşan, Tabip Odası tarafından da desteklenen basın açıklamasını sendika toplantı salonunda gerçekleştirdi.

Çoşan yaptığı açıklamada  Türkiye’de Coronavirüs vaka artışının önlemediğini ifade ederek günlük vaka sayımız 500 bini geçerek rekorlar kırıyor” dedi. Bu tablonun sorumlularını da istifaya davet eden Çoşan,  sosyal destek olmak kaydı ile “En az 14, tercihen 28 günlük tam kapanma gerekli. Sağlık ve güvenliğimizden sorumlu olanlar sorumluluğu bize yükleyemez. Ne yurttaşların, ne de sağlık çalışanlarının, salgının kontrol altına alınamamasında sorumluluğu yoktur. Küresel salgın yönetimi, devletlerin sorumluluğundadır. Artık algıyı da yönetemiyorsunuz, bu kötü tablonun sorumluları, yangına körükle gidenler istifa edin” dedi.
 
BAŞARISIZ PANDEMİ YÖNETİMİ VAKA SAYILARINI HIZLA YÜKSELTİYOR
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şubesi Eş Başkanı Canan Çoşan Türkiye’de ve Çanakkale’de rekor kıran Coronavirüs vaka sayısı artışları nedeni ile basın açıklaması yaptı. Çanakkale Tabip Odası tarafından da desteklenen basın açıklamasında Çoşar son dönemde Türkiye’de vaka artışlarının rekor üzerine rekor kırdığını ifade ederek, “1 Mart 2021 tarihli normalleşme kararıyla birlikte vaka sayıları hızla artmış, kısıtlamaların başladığı 13 Nisan 2021 itibariyle “resmi rakamlara” göre günlük vaka sayımız 60 bine, toplam vaka sayımız 4 milyona dayanmış, vefat sayımız günlük 273, toplam 34 bin 455, hayatını kaybeden sağlık emekçisi sayısı 391, ağır hasta sayımız 2.951 kişiye yükselmiştir. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almamaktadır. Worldmeters’ a göre günlük aktif hasta sayımız 500 bini geçerek rekor kırmaya devam ediyor. Aktif hasta sayısındaki dizginlenemeyen bu yükseliş, bulaş tehdidinin daha da artacağını gösteriyor. Aktif vakanın yükselmesi ile yüzde 0,6’ya kadar düşen ağır hasta oranı, dünya ortalamasının (%0.4) halen bir buçuk katından daha fazla! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu, ölümlerin daha da artacağı uyarısını ısrarla vurguluyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, eksik, yanlış, tutarsız politikalar, başarısız salgın yönetimi neticesinde kontrol altına alınamayan COVID-19 Pandemisi 3. ve en büyük pikini yapıyor” dedi.

“ÇANAKKALE DEVLET HASTANELERİNDE YOĞUM BAKIM ÜNİTELERİ NEREDEYSE DOLDU”
Vaka sayısı artışında Çanakkale’ nin de rekor kırarak Türkiye birincisi olduğunu da hatırlatan Çoşan, Çanakkale’deki devlet hastanelerinde yoğun balım ünitelerindeki yataklarında neredeyse dolduğunu ifade etti. Çoşan, “İlimiz, 10-16 Nisan haftasında 100 bin kişide 962 vaka ile Türkiye 1. si olmuştur. Bu durum, İl Pandemi yönetiminin iflas ettiğinin göstergesi ve ülke gerçeğinin ilimize yansımasıdır. Merkez ve ilçe devlet hastaneleri yoğun bakım ünitelerinde neredeyse yer kalmamıştır. Apar topar alınan kararlarla açılan altyapısı yetersiz (bir ventilatör bir yataktan ibaret) yoğun bakım üniteleri dahi anında dolmaktadır. Sağlık Müdürlüğüyle hastaneler arasındaki idari çatışma sürmekte, hastaneler yönetilemez duruma sürüklenmektedir. Sağlık Müdürlüğünce mesai saatleri 09:00-18:00 olarak uygulanmakta, sağlık çalışanları işyerlerine ve evlere hapsolunmaktadır. İlimiz, vaka ve temaslı zincirini zamanında tespit ve takip edecek sağlık ekiplerinden yoksundur. Filyasyon, evde sağlık ve test ekiplerinin sayısı yetersizdir. Karantinadaki pozitif ve temaslı hastalar günlerce test yapılmasını, ilaç verilmesini beklemekte, deyim yerindeyse kendi kaderlerine terk edilmektedir. Birçoğu kendi imkanlarıyla hastanelere giderek test yaptırabilmektedir. Sağlık sistemimiz şişmiş ve kilitlenmiştir” dedi.

“VAKA ARTIŞINA ÖNLEMEK İÇİN ÇÖZÜM SAHİLLERİ VE PARKLARI KAPATMAK DEĞİLDİR”
Çoşan Çanakkale’ de rekor kıran vaka sayısı artışının önlenmesinin sahil ve parkları insanlara kapatmak olmadığını da belirterek şunları söyledi: “Tüm bunlara karşın, İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu çareyi kordonları, sahilleri, park ve bahçeleri kapatmakta, ramazan davulcularının yerel yönetimlerce desteklenmesinde aramaktadır. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu acilen Valilik vesayetinden kurtarılmalıdır. Kentin dinamiklerini, özgül yapısını gözetmeden alınan Kurul kararlarında Valiliğin basıncı hissedilmektedir. Çanakkale Belediye Başkanına ve sınırlı sayıdaki sağlıkçı üyeye söz ve inisiyatif hakkı tanınmadığı görülmektedir. Kurul, İl Pandemi Kurulu olarak hızlıca ve yeniden yapılandırılmalı, sağlık alanındaki emek ve meslek örgütlerinin (sendikaların, derneklerin, tabip odasının, eczacılar, veteriner hekimler, diş hekimleri odasının) temsilcileri dahil edilmeli, söz ve öneri hakları kısıtlanmadan, bütün önerileri karara dönüştürülmelidir.”

“ACİLEN TAM KAPANMAYA GİDİLMELİ”
Türkiye’ nin vaka artışının durdurulamaması ile ilgili alması gereken tedbirin en az 14 gün tam kapanma olduğunu bu kapanmanın da sosyal destek sağlanarak yapılması gerektiğini belirterek “Zorunlu üretim ve hizmetler (gıda üretimi ve tedariki, belediye temizlik hizmetleri vb.) dışında tüm alanlarda hizmetler ve üretim durdurularak, sosyal hareketlilik asgari seviyeye indirilmelidir. Kimse kalabalık işlerde, fabrikalarda çalışmak zorunda kalmamalı, toplu taşıma araçları ile bir süre işe gitmemelidir. En az 14, tercihen 28 günlük tam kapanma uygulamasına geçilmeli, tüm çalışanlar sosyo-ekonomik açıdan desteklenmelidir. Yerellerin özelliklerini gözetmeden merkezden alınan kararlar aynen kopyalanarak,1930 yılından kalma, günümüz şartlarını karşılamayan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile, Özel yasal düzenlemeler yapılmaksızın Cumhurbaşkanlığı Kararları ve İçişleri Bakanlığı Genelgeleriyle ,İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun mevcut yapısıyla palyatif çözümlerle, Yalnızca yasaklar getirerek, Kentlilerimizin nefes alacağı sahilleri, parkları, halk bahçelerini kapatmakla, Sağlık çalışanlarını ölesiye çalıştırmakla, Sayıca yetersiz filyasyon, evde sağlık ve test ekipleriyle, Salgınla mücadeleyi hastanelere indirgeyerek, sağlık çalışanlarının ve toplumun omuzlarına yıkarak salgınla mücadele edilemez. Sağlık ve güvenliğimizden sorumlu olanlar, pandemiyle mücadelede sorumluluğu bize yükleyemez. Ne yurttaşların ne de sağlık çalışanlarının, salgının kontrol altına alınamamasında sorumluluğu yoktur. Küresel salgın yönetimi, devletlerin sorumluluğundadır. Artık algıyı da yönetemiyorsunuz, bu kötü tablonun sorumluları, yangına körükle gidenler istifa edin” dedi.

Ogün İnal