Türk Sağlık-Sen Çanakkale Şubesi tarafından Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde sağlık çalışanlarının döner sermaye ve çalışma şartları ile ilgili basın açıklaması yapıldı. Sağlık çalışanlarının sorunlarının dile getirildiği açıklamada vaka sayısının artmasındaki endişeye dikkat çekildi.

Türk Sağlık-Sen Çanakkale Şubesi Başkan Yardımcısı Engin Damar yaptığı açıklamada, “Kovid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybeden ilk sağlık çalışanımız Prof.Dr.Cemil Taşcıoğlu ve  kahraman sağlık şehitlerimizi rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygı ve minnetle eğiliyorum. Enfekte olan 200 bin sağlık çalışanımıza Acil şifalar diliyorum. Vefat eden 30bin 600 vatandaşımıza Allah’tan rahmet ailelerine başsağlığı diliyorum. Sizlere Salgınla ilgili bugün geldiğimiz üzücü noktaya dair kısaca bilgi vermek istiyorum. Ülke genelinde günlük vaka sayısı; son 5 ayın en yüksek rakamlarına ulaşmış,  Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 90 artmıştır. Ağır hasta sayımız ve yatan hasta sayımız her geçen gün artmaktadır. İlimizdeki durum ülkemizdeki genel durumdan faklı değil maalesef.  Hastane ve yoğun bakım servislerinde hasta yatış oranları ciddi boyutlara ulaşmıştır. Vaka sayılarında ki artış nedeniyle filyasyon ekiplerimizin yükü artmaktadır. Aşılama hızı hedeflenen seviyenin altında kalmıştır. Koruyucu Sağlık hizmetleri açısından durum kötüye gitmektedir. Vaka ve hasta sayılarındaki artış biz sağlık çalışanlarını kaygılandırmaktadır. Bu üzücü durumdan en çok etkilenen sağlık çalışanları olacaktır” dedi.

“HER GEÇEN AY MAAŞLARIMIZ DÜŞÜYOR”
Damar açıklamasının devamında, “Bizler gece gündüz demeden eşimizden, anne babamızdan, çocuklarımızdan ayrı, insanüstü bir gayretle kutsal sağlık hizmetini canımız pahasına ifa ediyoruz. Tüm bu zorlukların yanında yüzde 3’lük maaş zamları ve Enflasyon karşısında eriyen maaşlarımızla, yoksulluk sınırının altında geçinmeye çalışıyoruz. Vergi dilimi yüzünden her geçen ay maaşlarımız düşüyor. Ocak ayında aldığımız maaşı aralık ayında alamıyoruz. Döner sermaye ödeme ve ödeme-me kaynaklı ücret adaletsizliği çalışanlarımız arasında iş barışını bozuyor. İş yükümüz her geçen gün artıyor. Yıpranıyoruz. Tükenmişlik sendromu yaşıyoruz. yöneticilerin çalışanlar üzerinde mobbingi devam ediyor. Sağlık Çalışanlarına uygulanan fiili ve sözlü şiddet hız kesmeden devam ediyor. Hakarete maruz kalıyor, saldırıya uğruyoruz. Hasta yakınlarından korunmak için kendimizi odalara kilitlemekten bıktık. Sağlık çalışanlarının kaderi kırık burun, alçılı kol, şişmiş bir göz olmamalı. Hepsinden önemlisi ‘kırık bir kalp yakışmıyor’ sağlık çalışanlarımıza. Sorunlarımıza her geçen gün yenisi ekleniyor. Bizlerin sorunları vatandaşımıza sunduğumuz sağlık hizmetinin  kalitesini yakından ilgilendiriyor. Salgın sürecinde onlarca arkadaşımızın vefat etmesine ,binlerce arkadaşımızın hastalanmasına.,özveri gayretlerimize rağmen sorunlarımızın çözümü adına hiçbir bir adım atılmadı. Yorulduk, tükendik, hastalandık, öldük. En kısa zaman da çözüm bekliyoruz. Özlük haklarımızın iyileştirilmesini, performans ve ek ödeme değil, yoksulluk sınırı üzerinde, Emekliliğimize yansıyacak  temel ücret istiyoruz. TÜİK in açıkladığı Enflasyon rakamlarına değil, çarşıda pazarda marketteki enflasyona göre iyileştirme zammı istiyoruz. Seçimlerde bizlere verilen 3600 ek gösterge sözünün bir an önce yerine getirilmesini istiyoruz. Sağlık çalışanlarımızın büyük bir çoğunluğu tavandan ödeme diye her gün televizyon ekranlarından ilan edilen döner sermaye ödemesini ya hiç alamadı, yada 12 ayın birkaç ayında kısmen alabildi. Sağlık hizmetinin ekip işi olduğu görmezden gelindi birçok meslek grubu ek ödeme almadı. Lakin bizim döner sermayelerimiz televizyon ve sosyal medyadan o kadar çok dillendirildi ki verilen sözlerin tutulmadığını anne babamıza evde eşimize bile inandıramadık. Bırakın tavanı yavanı bile göremedik. Personel eksiklerinin giderilmesini Kadrolu iş güvenceli personel istihdam edilmesini istiyoruz. Yıpranma payımızın (Fiili hizmet süresi zammı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak ve sağlık hizmetlerinde tüm çalışanlarımıza ayrım yapmadan ödenmesini istiyoruz. Kovid-19 ,şüphesiz bir meslek hastalığıdır ve bu konuda yasal düzenleme yapılmalıdır. Sağlık hizmetlerine katkı, katılım payı  ve ilave ücret ödemek istemiyoruz. Kamu sağlık kurumlarının   demokratik bir yapıya kavuşturulmasını yönetimde  eş dost akraba kayrılmasına, liyakatsiz yönetici atamalarına son verilmesini istiyoruz. Sağlıkta şiddet konusunda ‘sıfır tolerans’ istiyoruz. Sağlıkta şiddete yönelen kendini bilmezlere verilecek cezalar hafifletici hiçbir sebep dikkate alınmadan para cezasına çevrilmeden net bir şekilde uygulanmalıdır. Dağ gibi biriken sorunlarımıza en azından ifade etmeye çalıştığım bu başlıklardan başlanmalıdır. Kovid19 sürecinde ve meslek hayatımızın her aşamasında ve Pandemi sürecinde tüm zorluklara rağmen fedakarca çalıştık. Vatandaşlarımız tarafından alkışlandık, onların dualarını aldık. Bunun için mutluyuz, gururluyuz. Lakin siyasi irade ve Sağlık Bakanlığı sağlık çalışanlarımızın sorunlarını alkışla teşekkürle geçiştiremez. Bizler alkışa doyduk. Emeklerimizin alın terimizin karşılığını istiyoruz. Çanakkale Devlet Hastanesi doktorları ,hemşireleri, tüm sağlık çalışanları olarak Çanakkale'ye duyurmak isteriz ki, sağlık sistemimizin sorunları altında artık tahammül edilemez şekilde yıprandık, tükendik, sorunlarımıza muhatap bulamıyoruz ve çözüm üretemiyoruz. Bizi değerli hissettirmediniz. bize hakkınız ödenmez dediniz ve hakkımızı ödemediniz. Çanakkale Devlet Hastanesi'nde Ocak ayına ait döner sermaye sabit üstü ek ödemeden doktorların ancak 5'te biri yararlanmış ,doktor dışı hiçbir sağlık çalışanı döner sermaye sabit üstü ek ödeme hakkı elde edememiştir. Şubat ayında ise hastanenin istatistiki rakamları yatan hasta sayısı, ameliyat sayısı ve poliklinik sayısı ocak ayı verilerinden daha fazla olmasına ve artış göstermesine rağmen hastane idari ve mali işler müdürlüğü şubat ayı gelirini ocak ayından yüzde 50 oranında daha az bir rakam olarak açıklamış, açıklanan rakam hastane sağlık personelinin döner sermaye sabit ödemelerini dahi karşılamamıştır.  Hiçbir sağlık  personeli Şubat ayında sabit üstü döner sermaye ek ödemesi alamamıştır. Bu anlamsız tabloya istinaden yetkili sendika temsilcimiz tarafından  hastane idaresine yazılı başvuru yapılarak durum hakkında yazılı bilgilendirilme talep edilmiştir. Hastane idaresi tarafından henüz bir cevap verilmemiştir. Buradan sayın Valimize ve İl sağlık müdürlüğüne seslenmek istiyoruz. Bu mali tabloya göre hastanemiz iflas etmiştir. Bunun sebebi bu güzide kurumumuzun sevk ve idaresinin, idari ve mali işlerinin köy bakkalının bütçesini dahi yönetemeyecek, liyakatsız, yetersizliğini açıklanan mali tabloyla ispat etmiş kişilere emanet edilmesidir. Bu emanet bir an önce vakit kaybedilmeden karar mercileri tarafından geri alınmalıdır. Karar mercilerinden talebimizdir. Covid 19 pandemisi ile mücadelede bayraktarlık yapan Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi yönetimi muhakkak sadece ehliyetli değil aynı zamanda idari ve mali işler yönünden, gelir-gider tahakkuk mevzuatı açısından tecrübeli, donanımlı adaletle yönetim sergileyecek liyakatlı kişiler tarafından oluşturulmalıdır. Sağlık bakanlığı ve İl sağlık müdürlüğünü sorunlarımızla ilgilenmeye ve çözüm üretmeye davet ediyoruz. Tekrar ediyoruz. Bizler alkışa doyduk. Emeklerimizin alın terimizin karşılığını istiyoruz. Yetti gari” dedi.

İbrahim Akın Kazancı