Ramazan ayı yaklaşırken gıda fiyatlarının artması bekleniyor, Et fiyatlarının artmayacağı konusunda karar üzerine sebze ve meyve fiyatlarının artıp atmayacağı konusunda Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya İşte Çanakkale Gazetesi’nde değerlendirmelerde bulundu.

Başkan İsmail Kaya, “Keskin konuşmaktan öte kendi modelimizi geliştirerek fiyat artışlarının önüne geçmemiz gerekir derken, “Mesela benim üreticim 3 liraya süt satıyor. Ama bir markette aynı süt 6'dan başlıyor 8 TL'ye kadar. Özellikle bunların denetlenmesi lazım. Üretilen ürünlerde bir tavan ve taban fiyatlar oluşturulmalı diye düşünüyorum” dedi.

Kaya şu ifadeleri kullandı: “Bu ay içinde fiyatlar artabilir de, düşebilir de, kesin konuşmanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Kesinlikle artamayacak demenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü enteresan değişimler oldu mesela dolarda ekstra olarak artışı oldu, bu ürünlerin temininde üretiminde oldu, şimdi üretici bunu daha pahalıya üretirse şimdi bize aynı fiyattan satın mı diyecek? Dolayısıyla bir şeyin üretim maliyetlerinin hesap edilmesi lazım, yani asla artmayacak ya da kesinlikle artacak demenin doğru olmadığı düşünüyorum. Üretiminde kullanılan ürünlerin artmaması durumunda elbette fiyatlar yerinde kalacaktır, Ammavelakin üretim masrafı artan üretim maliyeti artan fiyatının artmamasını da nasıl bekleyebiliriz? Dolaysıyla böyle keskin konuşmaktansa umut ediyoruz, arzu ediyoruz demenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bu piyasa koşulları içinde hangi ürünün fiyatın artacağını hangi ürünün artmayacağını bir STK başkanı olarak üretici olarak asla öngöremiyorum. Çünkü zaman zaman çok olumsuz süreçlerinin içinde olunabiliyor. Dolayısıyla süreçleri güzel takip ederek fiyatların artmasının önüne geçmek elbette güzel ama yalnızca et fiyatlarının önüne geçmek değil, üreticinin üretim yaparken kullandığı girdi maliyetler ininde önüne geçmesiyle mümkün olacağını düşünüyorum. Bakın iyi niyetle fiyatların artmaması noktasında bir açıklama olabilir. Ama istemekle dilemekle olmuyor bazı şeyler, bazı şeyleri sahada görerek bilerek hareket etmek gerekiyor. Sahada bazı ürünlerin fiyatı üretimde kullanılan girdi fiyatları artarken  biz ürünün fiyatının artmasının önüne nasıl geçebileceğiz? Devlet herkesin devleti üreticinin de devleti, fabrikacının da devleti, herkese faydalı olacak kararlar almalı ama bu kararları alırken de bu birimlerde çalışan insanları birbirini ezdirmemeli. Mesela benim üreticim 3 liraya süt satıyor. Ama bir markette aynı süt 6'dan başlıyor 8 TL'ye kadar. Özellikle bunların denetlenmesi lazım. 1 kilo yoğurt ne kadar sütle elde ediliyor ve bunun ne kadarı ne sütle devam ediliyor. Buna bakılması lazım mutlaka üretilen ürünlerde bir tavan ve taban fiyatlar oluşturulmalı diye düşünüyorum. Bazı fırsatçılar elbette bunları yapmaya tevessül edebilir ama bunun önüne dediğimiz konuları kim dikkate alıp önüne geçebilir, devlet elbette, kim geçebilir kanunlarla geçilmesi mümkün olabilir. Dolaysıyla keskin konuşmaktan öte bir model geliştirerek fiyat artışlarının önüne geçilmesi olmalı, iyi bir model gelişirse üreticinin de esnafında tüccarında işçinin de korunacağını düşünüyoruz. Ama bir model geliştirmemiz lazım, bu model de Avrupa'yla filan değil kendi milletimiz ile bizim bir geliştirdiğimiz bir model ile sağlanmalı bu daha kıymetli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Ekonomik genel durumun etkilerini de konuşan Kaya, “Geçen haftalar içerisinde evet bir olumsuzluk yaşandı. Dolarda Euro'da bir yükseliş yaşandı ama ham madde olarak dolarda Euro ile etkili plan ürünlerde belli bir yükseliş oldu olacaktır. Ama bu önümüzdeki günlerde eksiye düşecektir” diyen Kaya, “Ama bu önümüzdeki günlerde eksiye düşecektir. Eğer ham madde fiyatı dolar olarak değilse döviz cinsi  ham madde olarak yüksek değilse düşecektir. Dolaysıyla piyasayı iyi koklamak gerekiyor. Mutlaka fiyat dolar olarak artacaktır. Dolar bazında fiyat artığı için bizim ülkemizin neye ihtiyacı ve var ne kadar ihtiyacı var bilmemiz lazım fiyatlar uygun olduğu zaman stoklanma yapılmalı, bunun içinde dünya piyasasını iyi araştırmak okumak gerekiyor. Hangi dönem ne kadar buğdaya arpaya yağa ihtiyacımız var bilmemiz gerekiyor. Geçmiş yıllarda patateste soğanda yaşadığımız fiyat artışları gördük, şimdi üretici depolardan patates soğanı çöpe taşıyor geçmiş zaman da o depolar basılıyordu. Şimdi kirlenmesin diye depolar boşaltmaya çalışıyorlar” ifadelerin kullandı.

Özel Haber: İbrahim Akın Kazancı