Çanakkale Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği (ÇATOD) Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Aydeğer 11 Mart’ta ilk Coronavirüs vakasının görülmesi ile birlikte turizmde yaşanan olumsuz etkileri değerlendirdi.

Coronavirüs süreci ile beraber turizmin derin ve uzun süreli bir darboğaza girdiğini ifade eden Aydeğer, turizmin artık bu süreçten sonra eskisi gibi olmayacağını söyledi. Umutlarını her zaman koruduklarını da ifade eden Aydeğer, Nisan ve Mayıs aylarında da turizm sektöründe iyileşmelerin başladığı dönem olarak gördüklerini söyledi. Aydeğer salgın sonrası olacak olanlar için de öngörüde bulunarak, “Covid sonrasında nüfus yoğunluğu az, yerel kimliği olan tatil alanları tercih edilecek” dedi. “Covid ile beraber 4-5 tane çok önemli konu ile karşı karşıya olacağımızı düşünüyoruz. Bunlardan bir tanesi havayolu ulaşımının eskisi kadar popüler olmayacağını düşünüyoruz. Hava yolu ulaşımı konusunda birkaç sene daha bu sürecin böyle temkinli gideceğini bu nedenle karayolu taşımacılığı ile ve yakın civarlarda seyahatin yine çok ön planda olacağına inanıyoruz” diyen Aydeğer, “Bu durumda yine iç turizmin çok önemli bir lokomotif olacağına inancımız tam. Çanakkale’mizin sahip olduğu imkânlarla en düşük nüfus konsantrasyonu ile doğal imkânlarıyla Covid  sonrasındaki süreçte olumlu ayrışacağına inanıyoruz” dedi.

KONAKLAMA SEKTÖRÜ HİÇ YAŞAMADIĞI BÜYÜK BİR KRİZ İÇERİSİNDE”
Aydeğer sektörün Covid süreci ile birlikte derin bir krize girdiğini ifade ederek, “Konaklama sektörü dünyanın tabii her noktasında yüzde 80'e kadar büyük bir daralma yaşıyor. Tabii ki ülkemizde de bölgelerde farklılık gösterse de konaklama sektöründe ortalama yüzde 75 civarında bir sektörel daralmadan bahsedebiliriz. Buna bağlı olarak sektör belki de bugüne kadar hiç yaşamamış oldu büyük bir ekonomik kriz içerisinde. Tabii ki bu sürecin özellikle 2021 noktasında aşılmasına dönük beklentiler söz konusu. Aşı burada en önemli faktördür. Covid-19 salgını ile ilgili yaşanan son gelişmede İngiltere ve Hollanda da bu Pandemi’ye bağlı Covid-19 virüsünün bir mutasyona uğradığı ve bu nedenle de mutasyona uğramış olan virüsün yüzde 70 daha fazla bulaşıcı bir duruma geldiği belirtiliyor. Buna bağlı olarak İngiltere, Hollanda, Güney Afrika ve benzer ülkelerinden Türkiye'ye olan uçuşlar da biliyorsunuz durduruldu, kısıtlandı. Sadece devam eden havadaki uçakların karantina tedbirleri ile Türkiye’ye inmelerine izin verildi” dedi.

“NİSAN VE MAYIS AYLARINDA TURİZİMDE ÖNEMLİ İYİLEŞME BEKLİYORUZ”
Yeni yılda Nisan ve Mayıs aylarında turizmde önemli iyileşmeler beklediklerini de ifade eden Aydeğe,r “Evet şu anda Coronavirüs salgınında 2 ve 3. dalga arasında böyle bir karma bir dönem yaşıyoruz. Bu süreci kimileri ikinci dalga olarak ifade ediyor, kimisi 3.dalga olarak ifade ediyor. Ama bu durumun nihai çözümünün  aşının uygulamasının yaygınlaşması ile mümkün olacağını gözlemliyoruz. 2021 Haziran ayı itibarıyla özellikle Mayıs ayından itibaren daha net söyleyebilirim. Nisan, Mayıs ayları ile beraber turizmde önemli bir iyileşme beklenti söz konusu. Ama önümüzdeki bir iki üç ay yine çok tedbirli ve çok dikkatli olmanız gereken bir dönem ki bu sürecin daha da fazla uzamaması açısından. Turizmin geleceğinin açık ve aydınlık olduğunu düşünüyoruz, özellikle 2021’de tabii ki 2019 yılı turizm rakamlarına ulaşılması söz konusu olmayacak belki ama 2019 turizm rakamlarının yüzde 60 oranında yakalayabileceğimize inanıyoruz. Aşının özellikle Türkiye’nin turist çekebileceği hedef ülkelerinde  yaygınlaşması ile bu hedeflere ulaşabileceğimizi söyleyebilirim. Tabii aşının etkinliği, yan etkileri olmadan kullanıyor olması lazım. Ama şu an bunların hiç biri şu an için deneyimlenmedi ve sonuçlar ortaya çıkmadı. Bu aşılama süreci ve sonrası ile ilgilide bekleyip hep beraber nasıl gelişmeler ortaya çıkacak göreceğiz. 2021’in en azından Türkiye için 2019 turizm rakamları baz alınarak 2021’de  yüzde 60 oranında rakamlara yaklaşmasını unut ediyoruz. Tek temennimiz herkesin bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatması. Tabi özellikle yılbaşı konaklama yerlerinin, otellerin büyük bir gelir alanıydı. Burada hepimizin sağduyulu davranması gerekiyor. Tesis işletmecilerimizin bugüne kadar epey bir canları yandı. Ama son bir kez daha böyle nefeslerimizi tutup biraz daha kendimizi sıkıp bu süreci el birliği ile  atlatmamız gerekiyor”dedi.

“2021 YILI İLE BERABER İNSANLARIN İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA TURİZM HAREKETLENECEK”
Turizmde klasik taleplerin artık olmayacağına inandıklarını da sözlerine ekleyen Aydeğer, “Erken rezervasyon kampanyaları geçtiğimiz yıllarda da vardı. Erken rezervasyon tesislerin hem nakit ihtiyaçlarını kış döneminde yani faal olmadıkları dönemde operasyonlarını dengelemek için yüzde 50’e varan indirimlerin söz konusu olduğu bir süreç. Tabii ki Pandemi sürecinde bu durum daha da ön plana çıkıyor. Erken rezervasyonlar özellikle Akdeniz çanağında ve Güney Ege taraflarında çok daha fazla yaygın uygulanan bir durun. Bizim kuzey Ege aksında pek fazla uygulanan bir durum değil. Çanakkale ve Kuzey Ege bölgesinde daha çok açığa satışlar söz konusu oluyor, yani herhangi bir şekilde erken rezervasyon indirimleri ile çok fazla aksiyon alınan bölgelerden değil Kuzey Ege, çünkü buradaki tesislerin kapasiteleri zaten bunun için çok müsait değil. Onun için bu tür uygulamalar genelde Güney Ege, Ege ve özellikle Antalya Akdeniz çanağındaki tesislerde söz konusu. Şu anda tesislerin büyük bir bölümü bununla ilgili erken rezervasyon ile ilgili ciddi bir kampanya yapıyorlar. İnsanlar son bir seneden beri ciddi bir psikolojikte bir savaş veriyorlar. Sadece aşının fizyolojik korumanın haricinde insanlar seyahat etmeye aç ve ihtiyaçları var. Seyahat etmek yemek, içmek kadar doğal bir ihtiyaç insanlar açısından. Bu nedenle bunun özellikle Biraz olsa sürecin pozitif yönde evrilmesi ile aşının bu anlamdaki etkinliğinin ortaya konmasıyla insanların seyahat etme ve tatil yapma durumunun çok hızlı geri döneceğini inanıyoruz. Biz geçtiğimiz Temmuz- Ağustos aylarında bunu hep birlikte deneyimledik aşı bile ortada yokken. Özellikle Kuzey Ege Bölgesi'nde bir pozitif hareket yaşadık ki bu süreçlerden sonraki aradan geçen 8 aylık süreç sonrasında buradaki bu talebin çok daha güçlü bir şekilde geleceğini düşünüyoruz. Çünkü insanlar her ne kadar geçtiğimiz Temmuz ve Ağustos aylarında belli bir oranda seyahat etseler de tedirgin ve temkinli bir seyahat söz konusuydu, yine kısıtlı bir seyahat söz konusuydu. 2021 ile beraber bu sürede çok daha olumlu seyredeceğini düşünüyorum. Ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Birçok söylemimizde bunu ifade etmeye çalıştım. Yani turizmin eski klasik usulleri ile geri dönüşünüz söz konusu olmayacağı konusunda net bir düşüncemiz var. Bunu zaten geçmişte deneyimledik ”dedi.

“COVİD SONRASINDA NÜFUS YOĞUNLUĞU AZ, YEREL KİMLİĞİ OLAN TATİL ALANLARI TERCİH EDİLECEK”
Tatil konusunda vatandaşların nüfus yoğunluğu az ve yerel kimliği olan yerlere talep olacağı konusunda önemli göstergeler olduğuna dikkat çeken Aydeğer, “Covid ile beraber 4-5 tane çok önemli konu ile karşı karşıya olacağımızı düşünüyoruz. Bunlardan bir tanesi havayolu ulaşımının eskisi kadar popüler olacağını düşünüyoruz. Hava yolu ulaşımı konusunda Birkaç sene daha bu sürecin böyle temkinli gideceğini bu nedenle karayolu taşımacılığı ile ve yakın civarlarda seyahatin yine çok ön planda olacağına inanıyoruz. Bu durumda yine iç turizmin çok önemli bir lokomotif olacağına İnancımız tam. Tabii iç pazar derken bölgemiz özelinde konuşursak aslında iç pazar mesafesindeki tüm lokasyonlardan bahsediyor olabiliriz. Yani Balkan coğrafyası da Çanakkale turizm açısından çok önemli pazarlardan. Özellikle bu Covid sonrasındaki süreçte de yine karayolu taşımacılığı ile karayolu ulaşımı ile kolay erişilen yerlerin tamamı bölgemizin turizm planlamasında öncelikli olması gerekiyor. Romanya, Bulgaristan, Sırbistan gibi ülkeler bu konuda başta sayabileceğimiz ülkeler arasında. İnsanlar artık Covid sonrasında daha doğal, daha nüfus yoğunluğu düşük noktaları ve daha yerel kimliğin ön planda olan yerlere tercih edecekleri öngörüyoruz. Bu çerçevede de özellikle Çanakkalemiz sahip olduğu imkânlarla en düşük nüfus konsantrasyonu ile doğal imkânlarıyla Covid  sonrasındaki süreçte olumlu ayrışacağına inanıyoruz” dedi.  

“AKTİVİTELERİN YAPILACAĞI TATİL ANLAYIŞI GELİYOR”
Tatilcilerin aktivite ağırlıklı bir tatili tercih etme eğilimlerinin olduğunu da hatırlatan Aydeğer, “Yine Covid sonrasında ortaya çıkan çok önemli konulardan bir tanesi insanların artık deneyim odaklı bir turizme yönelmeleri yani çok klasik anlık tabiri ile deniz, kum, güneşten ziyade çok yoğun bir şekilde artık kişilerin işte bisiklete binecekleri, doğa içerisinde yürüyüş yapabilecekleri, balık tutabilecekleri işte Farklı aktiviteler içerisinde bizzat kendilerinin yer alabileceği turizm çeşitleri doğru ciddi bir eğilim var. Tabii bunu destekleyen konularda çok önemli yani o bölgenin gastronomisinin yani  yeme içme kültürünün iyi olması, o bölgenin ekolojik imkânlarının zenginliği, doğal yerel ürünlerini zenginliği ve pek tabii ki  karakteri olması şehrin yani kültürel değerlerinden tutun da, oradaki insanların yaşayış kadar bir yerelliğin bir doğallığın olması da buradaki insanların o bölgeyi tercih etmesinde çok önemli etkenlerden bir tanesi olacak. Burada çok önemli bir diğer hususta hepimiz zaten bu süreçte dijital teknolojileri çok ciddi derecede bağımlı hale geldik. İnsanlar evlerinde neredeyse zamanların çok büyük bir kısmını internet üzerinde sosyal medya kanallarında geçiriyorlar. işte bölgelerde destinasyonlarda kendi iletişimlerini bu kanallar üzerinden ne kadar güçlü ve etkin bir şekilde yapabilirlerse kendilerini bu konuda ne kadar iyi ifade edebilirler ise bu kanallarda önemli derecede  hızlı sayıda dönüş alabileceklerini inanıyorum” diye konuştu.

Özel Haber: Ogün İnal