Çanakkale’de Müzecilik faaliyetleri Mustafa Kemal Atatürk zamanında başlamıştır. 1936’da Zafer Meydanında tarihi mermer ve taş eserlerin toplanmasıyla başlatılan çalışmalar, 1965 yılında yine aynı meydanda bulunan kilisenin ek binasında Müze Müdürlüğü kurulmasıyla sürdürülmüştür. 19. YY sonlarında Çanakkale’nin birçok antik kentinde kazı yaparak bulduğu eserlerin çoğunu yurt dışına çıkaran Frank Calvert’in Türkiye’de kalan koleksiyonunun bir bölümünün Çanakkale Müzesine devredilmesi, ayrıca Troya’da 1932-1938 yılları arasında üçüncü dönem kazılarını yapan Carl Blegen’in Troia eserlerinden bir kısmının Çanakkale’ye getirilmesiyle Müzenin koleksiyonunun oluşturulmaya başlanmıştır.

1959 yılında Dardanos Tümülüs’ünde ortaya çıkarılan zengin buluntular Çanakkale tarihinin Troia’dan sonra en önemli keşiflerinden biri olur. Dardanos Tümülüs’ünde ve Bozcaada’ da, Tenedos antik kentinin nekropolünde ortaya çıkan önemli buluntular sonucu yeni müze binası yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Yeni müze 1984 yılında yapımı tamamlanarak hizmete açılır. Zafer Meydanındaki Müzenin eserleri de yeni müzeye taşınır. Ancak ilerleyen süreçte müzelik eserlerin sayısının 1984 yılında ziyarete açılan müze de binası da yetersiz kalmaya başlamıştır.

Troya Müzesi Serbest Katılımlı, Tek Aşamalı, Ulusal Mimari Proje Yarışma sonrasında inşasına 2013 yılında başlanılmıştır. 2018 yılında yapımı tamamlanan Troya Müzesi, Çanakkale Müze Müdürlüğü’ne bağlı bir birim olarak Tevfikiye Köyü’nde ziyarete açılmıştır.

Troya Müzesi’nde Homeros’un İlyada Destanı ile tarihe geçmiş Troas Bölgesi’nde iz bırakan Troya ve kültürlerinin yaşamı ve arkeolojik tarihi kazılardan çıkan eserler aracılığıyla anlatılmaktadır.

Ziyaretçiler müzeyi gezerken yedi başlığa bölünmüş bir hikâyeyi takip etmektedirler: Troas Bölgesi Arkeolojisi, Troya’nın Tunç Çağı, İlyada Destanı ve Troya Savaşı, Antik Dönemde Troas ve İlion, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemi, Arkeoloji Tarihçesi, Troya’nın İzleri.

Müze ziyareti rampadan inerken başlamaktadır. Rampanın duvarlarında bulunan nişlerde Troya’nın farklı katmanları mezar taşları, büyük boy heykeller, sahne canlandırmaları ve büyük boy fotoğraflarla anlatılmaktadır. Müzenin giriş alanı olan, Troas ve çevresini konu alan sirkülasyon bandında ise devam eden sergi katları öncesinde ziyaretçiye bir oryantasyon sağlamak amacıyla arkeoloji bilimi, arkeolojik ve arkeometrik tarihleme yöntemleri, “neolitik, kalkolitik, tunç çağı, demir çağı, höyük, restorasyon, konservasyon” gibi terimler şemalar, çizimler, metinler ve interaktif yöntemlerle aktarılmaktadır.

ZEMİN KAT: Bu bölümde Troas, coğrafyası ve arkeolojik kalıntılarıyla genel olarak anlatılmaktadır. Assos, Tenedos, Parion Alexandria Troas, Smintheion, Lampsakos, Tyhmbria, Tavolia ve İmbros kentlerinin tarihleri, kazıların kısa bilgileri ile pişmiş toprak figürinler, tıbbi aletler, taş ve kemik aletler, mermer eserler, altınlar, pişmiş toprak kaplar, masklar, heykelcik ve kuklalar ile cam eserler yer almaktadır. Her kentin panosunda Troas Bölgesi’nde nerede olduğu işaretlenmekte ve kentin bir görseli yer almaktadır. Zemin katta kentlerin pano üzerindeki tanıtımında eserleri veya adları basitçe açıklamayı hedefleyen, çocuklara yönelik keşif kutuları bulunmaktadır. Dardanos ve Çan Tümülüsleri ile satraplık dönemine tarihlenen Altıkulaç Lahti bu katta yer almaktadır. Dedetepe Tümülüsü bir yansıtmayla yeniden canlandırılırken, Dardanos Tümülüsü’ne interaktif bir ekrandan girilip gezilebilmektedir. Müzenin ilgi odağı olacağı düşünülen Troas Altınları, bu katın merkezinde, özel aydınlatmalı ayrı bir odada sergilenecektir. Ayrıca bu kattaki hikâye yazı, resim, çizim ve çeşitli interaktiflerle zenginleştirilmiştir.

RAMPA 1: Troas’ta ilk yerleşimleri konu alan rampada Beşiktepe, Kumtepe ve Sivritepe Tümülüsleri eserlerinden amphora, idol, öğütücü, balta, ağırşak, kemik iğne gibi eserler ile Tunç Çağı bakır frizleri ve kalay parçaları gibi eserler bulunmaktadır. Bu bölüm metin, fotoğraf ve çizimlerle zenginleştirilmiştir.

KAT 1: Serginin bu bölümü Troya’nın Tunç Çağı dönemlerine ışık tutar. Kronolojik bir sırayla Troya’nın katmanlarını ve gelişim evrelerini anlatır. Troya’nın en güçlü evreleri olan Troya II ve Troya VI-VII özellikle ağırlıktadır. Tunç Dönemi zanaatı, gündelik yaşamı, çevre ilişkileri anlatılırken günümüze miras kalan bazı üretim biçimlerine de (kırsalda duvar işçiliği, dokumacılık, çanak-çömlek yapımı ve pişirme yöntemleri) atıfta bulunulmaktadır. Troya’nın Tunç Çağı deniz ticaretindeki öneminin altını çizmek için tasarlanan gemi-vitrin ve Geç Tunç Çağı sonunda kentin bir savaşla terk edilmesi hikâyesini temsil eden efektli yansıtma ise serginin çarpıcı bölümlerini oluşturur.
 


Kaynak: Haber Merkezi