Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya salgın ve kuraklık la mücadele ederken kaynakların doğru kullanılması gerektiğine değindi.
 
Vatandaşların Pandemi’de sağlıklı ürünlere yönelmesi konusunda da düşüncelerini açıklayan Kaya, “İyi tarım uygulamalarının yapıldığı bir bölgede tarım yapmaktayız. Birçok ürün iyi tarım uygulamaları ile üretiliyor. Bu yönde bu üretimleri daha da arttırmamız ve tüketicilerin bize vermiş olduğu mesajı yerli yerinde uygulamamız gerekiyor. Bizim temiz suyumuza sahip çıkmamız,  havamızı korumamız, denizlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Bundan yüz yıl önce bunlar konuşulmuyordu. Son yüzyılda öyle zararlar vermişiz ki havamızı bozmuşuz, suyumuzun kalitemizi bozmuşuz. Bu böyle devam ederse temiz havanın satıldığı bir döneme gideceğiz. Bunu düşünmek istemiyorum. Dolayısıyla bizim bu doğal kaynaklarımıza sonuna kadar sahip çıkmamız gerekiyor. Dünyaya da örnek olmamız gerekiyor. Ben temiz üretimimizi, sağlıklı gıdayı tüketiciyle buluşturmamız için mutlaka havamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıkmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
“TARIMDA EN BÜYÜK SORUN HASTALIKLA MÜCADELE”
 
Üreticilerin çeşitli sorunlarla mücadele ettiğini belirten Başkan İsmail Kaya, “Tarımı yönetmek için tarımı bilmek gerekiyor. Bilmesi için sahada olmuş olması gerekiyor ve doğru bilgiler alması gerekiyor. Tarımda en büyük sorunlardan bir tanesi hastalıkla mücadelede zaman zaman yalnız kalıyoruz, kaderimizle baş başa kalıyoruz. Sorun çözülmediğinde masraf ettiğimiz ürünleri alamadığımızda, masraflarımızla baş başa kalıyoruz. Ürünümüz yok ama masrafımız cebimizden çıkmış oluyor. Yine bir diğer sorunumuz girdi maliyetlerinin önlenemez artışı. Ekipman fiyatları yüzde 100 arttı. Gübre fiyatları yüzde 35 arttı. Gıda fiyatları yüzde 20 arttıysa, birçok makine ekipman yüzde 100 artı. Ama fiyatlar artmaya devam edecek demiyorum. Bir de piyasa da arz talep dengesi var. Bu arz-talep dengesini iyi kontrol etmek lazım. Burada üreticiyi de düşünmek lazım, tüketiciyi de düşünmek lazım. Bizim önce şuna ihtiyacımız var; neye ne kadar ihtiyacımız var, ne üretebiliriz, yurtdışına ihracat ne kadar yapabiliriz? Bizim bunları bilmem lazım, sağlam bilgileri almış olmamız lazım. Bizim değil 2021’i 2030’ları konuşuyor olmamız lazım. 2025’te ne üretmemiz lazım, 2030’da ne üretmemiz lazım bunları konuşmamız lazım. Eğer planları istikrarlı ve doğru şekilde yapabilirsek, ne üretici ürününü ucuza satarak zarar eder, ne de tüketici tükettiği ürünü çok pahalıya alır. Bu dengeleri kurarken altyapısını oluşturmamız gerekiyor” dedi.
 
“ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE KORUNMALI”
 
“Bizim ısrarla üzerinde durduğumuz bununla ilgili fikrimiz var; mutlaka bizim ürünlerimizde bir taban ve tavan fiyatlandırması oluşturulması gerekiyor” diyen Kaya, “Üretici de tüketici de korunmalı. Yani biz üretirken 3 kalemde üretiyorsak 13 kalemde de tüketiciyiz. Biz aynı zamanda da tüketiciyiz. Bazen de ürün almaya gittiğimizde fiyatı ne kadar artmış, olmaması gerekir diyoruz. Biz aslında olaya tüketici olarak da bakıyoruz. Ülkede yaşayan vatandaşlar olarak ürünlere ulaşabileceğimiz fiyatlardan ulaşabilir olmamız gerekiyor. Bizim ürettiğimiz ürünlere bir kesim vatandaş ulaşamadığında aslında üzüntü duyuyoruz. Sonuçta herkesin ulaşması gerekiyor. Tarladan satış fiyatlarımız da aslında çok yüksek değil. Araya bir sürü aracı girince son tüketiciye bazı ürünler ulaşamayacakları fiyattan geliyor ve bazı vatandaşlar da o zaman ürünlere ulaşmakta zorluk çekiyor. Biz bundan da üzüntü yaşıyoruz. Bizim ürettiğimiz her kalem ürün bütün gelir kesimlerinin ulaşabilir olmasını savunuyoruz. Ülkemiz için de bizim içinde tüketici için de mantıklı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
 
“DOĞAL KAYNAKLARIMIZA SONUNA KADAR SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR”
 
Vatandaşların sağlıklı ürünlere yönelmesi konusunda da düşüncelerini açıklayan Kaya, “Biz bunu hep söylüyoruz; bundan sonra tarımın, gıda üretimin gideceği yer daha sağlıklı daha ön plana çıkacak ürünler olduğunu düşünüyoruz. İyi tarım uygulamalarının yapıldığı bir bölgede tarım yapmaktayız. Birçok ürün iyi tarım uygulamaları ile üretiliyor. Bu yönde bu üretimleri daha da arttırmamız ve tüketicilerin bize vermiş olduğu mesajı yerli yerinde uygulamamız gerekiyor. Bizim temiz suyumuza sahip çıkmamız gerekiyor. Bizim havamızı korumamız gerekiyor. Denizlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Bundan 100 yıl önce bunlar konuşulmuyordu. Son yüzyılda öyle zararlar vermişiz ki havamızı bozmuşuz, suyumuzun kalitemizi bozmuşuz. Bu böyle devam ederse temiz havanın satıldığı bir döneme gideceğiz. Bunu düşünmek istemiyorum. Dolayısıyla bizim bu doğal kaynaklarımıza sonuna kadar sahip çıkmamız gerekiyor. Dünyaya da örnek olmamız gerekiyor. Ben temiz üretimimizi, sağlıklı gıdayı tüketiciyle buluşturmamız için mutlaka havamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıkmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Kaya, konuşmasının devamında, “Biz bunlara sahip değiliz, bunlar bize miras bırakılmış. Biz de bizden sonrakilere aynı titizlikle bırakmak zorundayız. Bu dünyada çok yaşasan 100 yıl yaşayacaksın ve 100 yıl yaşayacağın bir dünyayı bozup gitmenin anlamı yok. Bizden sonraki nesillere temiz bırakmakla mükellefiz. Öyle olmak zorunda” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
 
Hasan Sami Er