Eğitim iş Çanakkale Şubesi Başkanı Serkan Serbes 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.

Öğretmenler Günü’nün eğitim emekçileri için sadece bir kutlama değil, seslerini duyurma günü olduğunu belirten Serkan Serbes, “Ülkemizdeki eğitim ve bilim emekçileri, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralardadır. Geçtiğimiz yıllar içinde eğitim ve bilim emekçilerinin aldıkları maaşlar, rakamsal olarak artmış gibi görünse de enflasyon nedeniyle insanca yaşam seviyesinden daha da uzaklaşmıştır. Öğretmenlerimizin yarısından fazlası ancak ek işler yaparak geçinebilir hale gelmiştir. Pandemi sürecinde neredeyse sabah akşam bilgisayar başında, mesai kavramından yoksun bırakılarak çalışan öğretmenlerimiz, ek ders ücreti gibi hak edişlerinden de olmuştur. 3600 ek gösterge konusunda da hiçbir adım atılmamıştır. Yarım milyona yakın gencimiz, atanmadığı için mesleğine kavuşamamanın hayal kırıklığı içinde yaşama tutunmaya çalışmaktadırlar” dedi.

Kamuda mesleğini icra eden öğretmenlerin ise keyfi disiplin cezaları, sürgün niteliğinde görevlendirmeler ve liyakatsiz atanan yöneticilerin mobbingine maruz kaldığını kaydeden Serkan Srbes, “Özel okullardaki meslektaşlarımızdan AVM'lerde okul tanıtımı yapmaları bile istenir hale gelmiştir. Öğretmenlerin sözleşmeli, ücretli, kadrolu diye kategorilere ayrılması, emek sömürüsünü artırmış, modern çağın kölelik sistemini yaratmıştır. Öğretmenleri kendi aralarında bölerek sömürenler, kadro isteyen öğretmenleri azarlayacak cürete ulaşmıştır. Eğitimde giderek dozu artırılan gericileştirme ve piyasalaştırma politikaları da öğretmenlerin kabusu olmuştur” diye konuştu.

Serbes, “4+4+4 garabetiyle zaten ağır tahribat yaşayan eğitim sistemi, gerici müfredat; tarikatların vakıf adı altında okullara sokulması; büfe açar gibi okul açılmasına imkan tanınması; yapboz haline getirilen sınav sistemi, ikili eğitim ve taşımalı eğitim utancının hala sürdürülmesi gibi rahatlıkla uzatılabilecek bir liste nedeniyle öğretmenler, veliler ve öğrenciler için cehenneme dönmüştür. Meslek itibarı zayıflatılan, statüleri düşürülen öğretmenler, çok kolay tehdide uğrar, şiddete maruz kalır hale gelmiştir. Hakları ödenmeyen öğretmenlerin, yöneticiler ve siyasiler tarafından emeği de küçümsenmeye çalışılmaktadır. Pandemi sürecinde kendi olanaklarıyla ve her şeye rağmen öğrencilerine bilgi aşılamaya çalışan eğitimciler, "Yattıkları yerden para kazanıyorlar" karalamasına maruz kalmıştır. Bu hadsizliği yapan siyasilerin aldıkları dolgun maaşlara rağmen ayda bir kez bile Meclis'e teşrif etmiyor olmaları ise yaman bir çelişki olarak ortada kalmıştır. Hükümetin gözünde öğretmenlerin emeği gibi canının da bir kıymeti olmadığı ortaya çıkmıştır. Korona konusunda halkı doğru bilgilendirmeyen hükümetin, eğitimde de gereken önlemleri almadan okulları bir açıp bir kapatması da öğretmenlerin ve öğrencilerin canını tehlikeye atmıştır. Vatandaşından 10 TL isteyen zihniyet sabunu, tuvalet kağıdını bile veliye sipariş etmiştir. Tüm olumsuzluklara rağmen Başöğretmen Atatürk'ün dediği gibi "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller" yetiştirmek için canla başla çalışan öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyor; öğretmenleri bir gün değil her gün gülebileceği günleri örmek için mücadelemize güç vermeye davet ediyoruz” ifadeleri yer aldı.


Kaynak: Haber Merkezi