Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener,  Corona Virüs sürecinde hasta tipleri ile ilgili gözlemlerini aktardı. Şener Corona Umarsuz, Corona Fantezik, Corona Çaresiz, Corona Bürokrat, Corona Çokbilmiş isimlerini taktığı hastaların diyaloglarını paylaştı.

Alper Şener, Corona sürecinde hastaları sınıflandırdı. Birinci derecede ‘Corona Umarsız’ adını verdiği hastalarla ilgili Şener, “Bu hasta grubu hiç bir şeyi umursamayan ve hocam şu karantina süresi benim için çok uzun, ben hep hızlı iyileşirim. Sen öldürücü diyorsun ama benim çevremden kimse ölmedi.  Hocam benim test pozitif çıktı ama ben inanmadım, bir daha yapalım. Test sonucu bir gün sonra mı çıkacak? Hocam parasını verelim, benimkini hızlandırın” diyenler, bunlar genellikle hali vakti yerinde ve üniversite mezunları.  İkinci grupta yer alanlar ‘Corona Fantezik’,  bu hasta grubu hiç alakasız şikayetler ile poliklinik ve acilleri meşgul edenler. Bunu bazen işten kaçmak için yapıyorlar. “Hocam korona ses ile bulaşır mı? Geçenlerde korona pozitif bir arkadaşım telefonda yüzüme hapşırdı. Kas ağrılarım hala geçmedi, normalde bench preste 90 kg basarım, şimdi yapamıyorum, iki set ancak çıkıyor. Kontrol PCR’ım negatif çıktı, ama ben inanmıyorum, bu virüs hala içimde 3 ay geçti, hissediyorum, damarlarımda dolaşıyor” diyenler.  Bazen korkmuş, bazen de suistimal edenler var,  bu suistimal ne yazık ki sağlıkçılarda da var. Corona testi negatif ve klinik uyumlu değil, sırf o gün nöbeti rahat geçsin diye hastayı bir oraya bir buraya sevk edenler. Üçüncüsü ‘Corona Çaresiz’, bu hasta grubu sadece çalışmak zorunda olan, çalışmadığı o gün evine iaşesini temin edemeyecek olan. Hocam ben çalışmadığım gün açım, ne yapayım, beni ne olur az yatırın. Hocam karantinaya uyayım ama bu çocuklara kim ekmek götürecek? Ben en azında açık havada çalışsam. Söz kimseye yanaşmam, zaten rençberim, bizim tüm işimiz açıkta” şeklinde konuşanlar ve benim de diyecek söz bulamadıklarım. Dördüncüsü ‘Corona Bürokrat’; tahmin ettiğiniz gibi üst düzey idareci veya yönetici. Tamam nefes darlığım var ama, benim bir sürü toplantımda vardı, evde alsam tedaviyi, gerekirse gider gelirim.  İlaçlar bunlar mı? Tamam ben bir kaç kişiye sorayım; ona göre karar veririm içip içmemeye. Benim çıkışımı çabuk yapar mısınız? Çok önemli bir toplantım var. Şimdi boğaz sürüntümü aldılar, ama test yarın çıkacakmış, benimkini öncelikli çalışalım. Bir takip edelim. Beşincisi ‘Corona Çokbilmiş’; bu hasta grubu bir kaç şey okuyup gelen, İngilizce bilen Google doktorları, ya da branş dışı bir doktor yakını olup ona sürekli bir şey danışanlar. Hocam siz bunları verdiniz ama, ben biraz araştırdım ve kafama yatmadı. İçmedim. Kontrole geldim. Ya şimdi diyorsunuz ki, bu durum ilaçların yan etkisi değil. Hocam kusura bakmayın da Google öyle demiyor. Kendinizi biraz update edin. Geçenlerde bu konu ile ilgili bir makale çıkmış; gerçi okumuşsunuzdur, belki. Diyor ki...Yani tamam size güveniyoruz ama bir de ABD’de yaşayan yengem var, rica etsem durumu birde ona anlatsanız, telefonda, ona göre karar verseniz. Hocam benim ilacımın dozunu şöyle yapsak, bir doktor arkadaşıma danıştım, oda benim gibi düşünüyor. Aslında en tehlikeli grupta bu, sürekli enerjinizi tüketen ve iş yükünüzü arttıran, telefonun ucundaki meslektaşlarımız ise genelde iyi niyetli ve çaresizlikten bir şeyler söylemek zorunda kalanlar. Ama bir grupta var ki, virüs, epidemiyoloji, salgın kavramlarından uzak disiplinler olmasına rağmen atıp tutanlar. Şöyle diyeyim; ben ne kadar YouTube’dan izleyerek ameliyat yapabilirsem, sizde o kadar bir kaç makale okuyarak bu hastalıkla ilgili tedavi önerisinde bulunabilirsiniz. Taş yerinde ağırdır.  Maske mesafe el hijyenini unutmayın. Kapalı kalabalık alandan uzak durun, karantina ve izolasyon önlemlerine uyun” dedi.

Dilvin Altıkardeş