Bayramiç Ziraat Odası Başkanı İsmail Pehlivan süt üreticilerinin sorunlarının devam ettiğini söyledi. Süt üreticilerinin kullandığı yemlerin ithal olduğuna dikkat çeken Pehlivan süt üreticilerinin yurt dışından aldıkları ve doların da sürekli artması ile fiyatı sürekli artan yem fiyatları ile baş edemediğini söyledi.

Üreticinin yüksek girdi fiyatları ile artık üretemez duruma geldiğini de ifade eden Pehlivan, “Şu an süt fiyatı çok düşük, ama peynir fiyatı çok yüksek. Ne üretici mutlu, ne tüketici mutlu. Süt konusunda aradakiler bu işten çok kazançlı çıkıyor ve çok büyük paralar kazanıyor. Bugün bir değerlendirme yapacak olursak peynir fiyatları neredeyse et fiyatını geçti. Süt üreticisinin yaşayabilmesi ve en önemlisi de üretime devam edebilmesi için süt üreticilerin çok daha fazla desteklenmesi lazım. Et üretiminde de et üreticisinin desteklenmesi lazım, çünkü üretici artık üretemez durumda. Burada ulusal Süt Konseyi patronlardan ve market zinciri şirketlerden oluşmakta, konseyde üretici çok az. Çiğ süte verilen 40 kuruş destekleme en az 1 TL olması gerekirdi” dedi.

Ulusal Süt Konseyi’nin süt fiyatlarında yılsonuna kadar bir artış yapmamasının süt üreticisini zor durumda bıraktığını belirten İsmail Pehlivan, “ Ulusal Süt Konseyi 31 Aralığa kadar süt fiyatlarında bir artış yapmadı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli süt üreticisini biraz olsun rahatlatacak bir açıklama yaparak süt üreticisine 40 kuruş destekleme verileceğini açıkladı. Bakan Pakdemirli’nin süt üreticisine verileceğini açıkladığı 40 kuruş ile beraber çiğ süt fiyatı 2.70’e yükseliyor. Ama süt üreticisini kurtaracak çiğ süt fiyatı 3 TL, üreticinin de beklentisi çiğ süt fiyatlarının 3 TL olmasıydı. Şu anda süt üreticisine bu çiğ süt fiyatı yeterli değil. Ulusal Süt konseyinin toplanım çiğ süt fiyatını arttırması lazım çünkü süt üreticisinin girdi masrafı çok olduğu için süt üreticisi girdi maliyetlerinden baş edemez durumda” dedi.

“DOLAR ARTIŞI SÜT ÜRETİCİLERİNİN GİRDİ MALİYETLERİNİ ÇOK ARTTIRDI”
Süt üreticilerinin ana sorununun girdi maliyeti olduğunu da belirten Pehlivan, “Süt üreticilerinin ana sorunu girdi maliyetlerinin çok yüksek olması. Süt üreticilerin diğer önemli bir sorunu da, sütün pazarının çok iyi olması, ancak fiyat oranın da iyi olmaması. Çünkü süt üreticileri yem olarak kullandıkları soyayı yurt dışından alıyor. Dolayısı ile süt üreticisi soyayı ithal ediyor, Soya ithal bir ürün oluyor. Soya Türkiye’ de süt üreticisine yetecek kadar üretilmiyor, bu konuda çok büyük sıkıntı var ve Türkiye’ de soya üretimi arttırılamıyor. Bu nedenle soya ithal ediliyor yani soyada dışa bağımlı bir ülkeyiz ve bu durum bir anlamda da çok tehlikeli. Soya ithal ettiğimiz ülkeler, ‘Size soya vermiyorum’ dese çok büyük sıkıntı doğar. Tabii soyayı  ithal ettiğimiz için ithalatta dolara bağlı ve dolar yükselişi Türkiye’ de adeta rekor üzerine rekor kırıyor. Bu durumda üreticinin girdi maliyetlerini inanılmaz yükseltiyor” diye konuştu.

“ÜRETİCİ ARTIK ÜRETEMEZ DURUMA GELDİ”
Üreticinin bu yüksek girdi fiyatları ile artık üretemez duruma geldiğini de ifade eden Pehlivan, “Bir değerlendirme de yapacak olursak şu an süt fiyatı çok düşük, ama peynir fiyatı çok yüksek. Ne üretici mutlu, ne tüketici mutlu. Süt konusunda aradakiler bu işten çok kazançlı çıkıyor ve çok büyük paralar kazanıyor. Bugün bir değerlendirme yapacak olursak peynir fiyatları neredeyse et fiyatını geçti. Süt üreticisinin yaşayabilmesi ve en önemlisi de üretime devam edebilmesi için süt üreticilerin çok daha fazla desteklenmesi lazım. Et üretiminde de et üreticisinin desteklenmesi lazım, çünkü üretici artık üretemez durumda. Burada ulusal Süt Konseyi patronlardan ve market zinciri şirketlerden oluşmakta, konseyde üretici çok az. Çiğ süte verilen 40 kuruş destekleme en az 1 TL olması gerekirdi” dedi.

Özel Haber: Ogün İnal