Bilgisayarım Olsun şeklindeki bir istekten yola çıkarak ihtiyacı olan öğrencilere bilgisayar temin etmek için yola çıkan öğretmenler, bu amaçlarına ulaştı. Bu proje ile kendi okulları öğrencilerine ve talep gelirse özellikle köy okullarına da bilgisayar temin etmek istiyorlar. Hatta olabilirse bilgisayar laboratuvarları da kurmak için yardımseverlerden destek bekliyorlar.
 
Kepez Atatürk İlkokulundaki okul müdürünün odasındaki şikayet kutusundan çıkan “Hayalim bilgisayar” yazılı istek üzerine öğrencinin bu isteğini yerine getirmek üzere harekete geçilmiş ve eski bir Netbook tamir edilerek öğrenciye ulaştırılmış. Böylece bu anlamlı proje başlamış.
 
Bu başlangıç hikâyesini okul öğretmenlerinden M. Ali Özkök bizlere anlattı.
“Günlerden bir güne okul müdürünün odasında baktım; yönetici arkadaşlar ‘dilek kutusunu’ açmışlar, içerisindeki kâğıtları tasnif edip okuyorlar. Ben de olaya katıldım. ‘Dilek kutuları’ Bakanlığın isteğiyle okullara konan, öğrenci ve velilerin okul yönetimine isteklerini ilettikleri bir araç… Kutudan çıkanların içinde neler yoktu ki; ‘Annemle babam barışsın bir arada olsunlar’, arkadaşını şikâyet edenler, ‘Ali Ayşe’yi seviyorlar’… gibi istekler vardı. Bir kâğıt parçasını Müdür Yardımcımız okuyunca resmen burnumun direği sızladı (Kağıt parçası diyorum, gerçekten de kareli defterden koparılmış avuç içi kadar bir kağıttı). Öğrencimizin adı, soyadı ve sınıfı ile beraber aynen şu cümle yazıyordu: ‘Hayalim bilgisayar’…
Okulun sosyo-ekonomik çevresini bilmeyenler için bu ifade çok anlamlı gelmeyebilir, bizim bu kadar etkilenmemiz: Okulumuz Kepez Beldesi’nde. Kepez son yıllarda hızlı bir nüfus artışına sahne olan, Çanakkale’yle birleşmiş, ‘gelişmekte olan’, Türkiye’nin her tarafından özellikle de Doğu ve Güneydoğu’dan göç alan bir bölge. Göçle gelenlerin birçoğu alt ekonomik grubunda yer alan yurttaşlarımızdan oluşuyor. Böyle olunca da -nerdeyse bilgisayar olmayan evin kalmadığı günümüzde- buna ulaşamayan öğrencilerimizin bulunduğu bir yerde olduğumuzu söyleyebiliriz.” Dedi.
 
Daha sonra anlatmaya devam ederek: “Olaya geri dönecek olursak; ‘dilek mektubu’ bizi çok etkiledi. Ne yapalım? Diye düşünürken, ben: ‘Bir arkadaşın bıraktığı bir netbook var. Biraz bakıma ihtiyacı var, klavyesini ve pilini değiştirip verebiliriz.’ dedim. Herkes onay verdi. Netbooku hazırlamaya başladık ve Netbooku ‘adam ettik’. Öğrenciye vermek üzere Okul Müdürü, Müdür Yardımcısı ve Öğrencinin sınıf öğretmeninden oluşan bir ‘heyet’ ailenin de rızasını alarak, öğrencinin evine götürüp teslim etti. Müdür yardımcısı arkadaşın söylediğine göre öğrencimiz ‘sevinçten uçmuştu’.
Bu arada Okul Müdürümüz ‘biz bu işi genişletelim, projeye dönüştürelim’ önerisi ile geldi. Bir arkadaşımız projenin yazımını üstlendi. Milli Eğitimin onayı ile duyurulara ve çalışmalara başladık.” İfadelerini kullandı.
 
Projenin gelişimi ile ilgili detayları şöyle anlattı: “Proje Milli Eğitim tarafından onayladıktan sonra, kolları sıvadık. Öncelikle bir proje mekânı gerekiyordu. Okulun arkasında derme çatma depo olarak kullanılan bir odanın tadilatını yaparak, ‘proje odası’ haline getirdik. Bu arada proje için bir afiş hazırladık, sosyal medyayı da kullanarak duyurularımız yaptık. Bu arada dostlarımız bizi yalnız bırakmadılar. Şu ana kadar 70 bilgisayar ve 2 yazıcıyı atıl halden kullanılabilir hale getirdik ve proje ekibiyle belirlediğimiz eğitim bileşenlerine teslim ettik.”
 
Okuldaki bu heyet, projenin gelişmesiyle amaçlarını daha belirgin hale getirmişler. Bu konuyu Özkök şöyle ifade etti: “Kervan yolda dizilir misali, projemizin mantığını da zaman içinde oluşturduk. Projemizi 3 maddeye oturttuk:
‘Çevre bilinci’: Okulumuzda yıllardan beri atıklarla ilgili birçok çalışma zaten yapılıyordu. Atık pil, atık yağ ve atık kâğıt toplama kültürü oluştu, resmen okulda. Buna bir de son yıllarda gelişme gösteren ‘e-atıkları’ da kattık böylece.
‘Kıt kaynakların etkin kullanımı’: Tüketim alışkanlıklarımızdaki değişmelere bağlı olarak, artık ‘modası geçmiş, gözden düşmüş’ cihazlar her evde bulunmaya başladı. Kullanım dışına çıkan bu cihazlar, evlerin bir köşelerinde yatıyor. Bunları işler hale getirmek, hem ülke ekonomisine yararına hem de evlerde bunların koyacak yer bulamayan ev ahalisinin yararına diye düşünüyoruz. Yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde hane başına 8 kg e-atık düşüyormuş. Bu e-atıkların ‘yastık altından çıkarılması’ zamanı gelmişti artık!
‘Toplumsal dayanışma’: Toplumun bir kesimi ‘e-atıkları’ ne yapacağını bilemezken, bir bölümü de bunların hayaliyle yatıp kalkıyor. Bu çalışmayla gördük ki; bağışçılarımız bilgisayarlarının, buna ‘ihtiyaç duyan yurttaşlara’ ulaşmasından mutlu oluyor, alanlar da çok mutlu. Buna aracılık ettiğimiz için biz de çok mutluyuz.”
 
Projenin geleceği için planlarını da anlatan Özkök: “Proje kâğıt üstünde sona erdi. Ama destek sürdükçe, bilgisayar geldikçe, kaynak buldukça buna devam etmek istiyorduk. Pandemi süresince herhangi bir çalışma yapamadık. Bu süreçte bilgisayarı olmayan öğrencilerin canlı bağlantılarla derslere katılamadığını görüp projeyi tekrar harekete geçirme kararı aldık. 11 Eylül 2020 tarihinde sosyal medyadan paylaştık afişlerimizi. Aynı gün 12 bilgisayar ve nakit para desteği sözü aldık.” Dedi.
 
Projenin parasız olmayacağını da dile getiren Özkök: “Parasız olmuyor bu işler… Gelen bilgisayarların eksik, arızalı parçaları olabiliyor, bunların temin edilmesi lazım. Örneğin resmi kurumlardan birinden aldığımız bilgisayarların bir kısmında HDD, Ram, Mouse, Cd-Rom sürücü vb. eksiklikler var. Bazılarını kısıtlı imkânlarımızla temin ettik. Geri kalanlara da kaynak arıyoruz.” İfadelerini kullandı.
Okulda bilgisayar laboratuvarı kurmak istediklerini belirten Özkök, “Kendi okulumuzda yeterli doygunluğa erişince ya da talep gelirse özellikle köy okullarına da bilgisayar temin etmek istiyoruz. Hatta olabilirse bilgisayar laboratuvarları da kurmak istiyoruz. Bu arada bilgisayar verdiğimiz öğrencilerimizi ‘reklam’ için kullanmıyoruz. İsimlerini veya fotoğraflarını paylaşmıyoruz, dahası öğrencilerin fotoğraflarını bile çekmiyoruz. Proje ekibi ve öğretmenleri dışında bilen yok. Buna dikkat ediyoruz.” dedi.
 
Bu projenin daha ileri gitmesi için ihtiyaçları olduğunu belirten Özkök, bunları şöyle sıraladı:
Her türlü bilgisayar, dizüstü ve tablet, bilgisayar ekipmanları ve bileşenleri, HDD, Ram, CD, VD sürücü, Ekran Kartı, Monitör, Klavye, Mouse.”
 
Malzemenin yanında ayrıca parasal desteğe de ihtiyaçları olduğunu belirten Özkök bunun, Okul Aile Birliğine Bağış şeklinde yapılabileceğini söyledi.
 
İletişim için M. Ali Özkök. Tel: 0 533 629 68 17. Kepez Atatürk İlkokulu, Boğazkent Mah. Meneviş Sok. No: 21 adresine veya  ‘maliozkok@gmail.com’ e-mail adresine başvurulabileceğini söyledi.
Ayrıca okulun http://kepezataturkilkokulu.meb.k12.tr web sitesinden de bilgi alınabileceğini anlattı.

Hasan Sami Er