Kumkale ovasında bulunan ve dünyada tanınan önemli yerler arasında yer alan Troya Antik Kenti’nin yanında yeni yapılan Troya Müzesi, adeta geçmişe ışık tutuyor. Troya Antik Kenti’nden çıkarılan eserlerin de sergilendiği müze hem mimari yapısı hem de sergilediği eserlerle kendinden sıkça söz ettiriyor.
 
 Troya Müzesi, dünyanın en önemli çağdaş Arkeoloji müzelerinden bir tanesi. Troya’da bilindiği üzere belki de dünyada en fazla bilinen kültürel mirasların arasında birinci sırada.  Ülkemizde de  Anadolu’nun en kadim değerlerinden bir tanesi.  Troya Müzesi, 2018 Troya Yılı Rüzgarı ile birlikte açılan,  çok önemli bir eserimiz. Cumhurbaşkanımız tarafından açılan Müze,  ülkemizde çok güçlü bir turizm motivasyonu yarattı.  Troya Müzesi, Yaklaşık 5 bin yıla ait olan bu tarihi dokuyu en iyi şekilde yansıtıyor.   Müze , bu ödülden önce de bir çok uluslar arası yarışmalarda da aday.  Bunlardan bir tanesi Attraction Star Awards yarışmasında yılın en iyi müzesi seçildi. Daha sonraki süreçte  dünyada Avrupa yılın Müzesi adayları arasında da finale kaldı ve dünyadaki bir çok önemli yapı arasında  değerlendirildi ve pandemi nedeni ile  şu anda yarışma sonuçları açıklanmamasına rağmen, Troya müzesi şu anda en güçlü adaylardan bir tanesi.  Bunun yanı sıra Mimarlar Odası tarafından yakın zamanda yapılacak olan bir ödül töreninde de  en iyi yapı mimarisine sahip müze olarak seçildi.  Biz biliyoruz ki Troya müzesinin çok fazla ödül alacağını, çok fazla yerde dünyaya  sesini duyuracağını biliyoruz. Anadolulu Uzan Homeros’un söylediği gibi Troya’ya zenginliği rüzgarlar getirmişti. Şu anda da dünyada bu  Troya Rüzgarı Esiyor.  Her yerde, her noktada Troya ile ilgili çok daha fazla şey duyuyor olacağız. Hem ülkemiz hem de bölgemiz turizmi açısından çok fazla değer yaratacağını düşünüyoruz.

Müzeden bahsedecek olursak, yaklaşık 10 bin m2 alanın içerisine kurulmuş, çok geniş bir alanda ve çok yalın bir eser,  içerisine noktığımızda da 3 bin metreye yakın  sergi alanı var ve toplamda 2 binin üzerinde eserden bahsediyoruz. Ama buradaki eserlerin genel yansıması hem dijital uygulamalarla, insanların hayal gücünü biraz daha güçlendirecek şekilde planlanmış.   Müze 4 kat içerisinde  rampalarla seyahat edilebiliyor.  Bu rampalarla kat geçişleri aslında birinci kattan bir üst kata çıkmış gibi hissetmiyorsunuz. Aslında müzenin hep aynı zemininde yürüyor gibisiniz. Müzenin dış cephesindeki cam yarıklar ise sürekli olarak Troya Ören Yeri ile  sizin göz temasınızı sağlıyor.  Burada da hayal dünyası ile gerçek arasında  müthiş bir yolculuk yapmış oluyorsunuz.  Müzenin en üst katına çıktığınızda ise  aslında devletimizin yıllardır mücadele ettiği, Troya’dan kaçırılan eserler ile ilgili bir bölüm de var. Devletimiz bu konuda gerçekten çok ciddi bir diplomasi yürütüyor.  Bir takım eserleri geri almasını sağladı ki  Müzenin ilk katında Troya hazinelerini, bu bir çok filme konu olmuş  hazinelerin bir kısmını görüyoruz.  Ancak Hala Belli bir kısmı yurt dışında. Bununla ilgili de  uluslararası mücadele çok ciddi bir şekilde devam ediyor.

KATLAR DÖNEMLERİ ANLATIYOR
Müzenin her katı Troya’nın bir dönemini anlatıyor.  En üst kat tabi ki  en son dönem olan Helenistik dönem.  Buradaki uygulamalardan bir tanesi de dijital uygulamalar.  Uygulamaların önüne geldiğiniz zaman  Troya Kahramanları  dijital olarak size yüzümü dönüyor. Ve orada kendisi ile ilgili kısa mesajlar veriyor. Müzenin çok güzel özelliklerinden bir tanesi de  çocuklara yönelik uygulamaların enginliği. Çocuklara yönelik antik dönemle ilgili onların ilgisini çekecek soru cevap şeklinde oyunlar var.  Bu da Troya Müzesini diğer müzelerden ayıran çok önemli bir bölümü.
Burada sadece müzeden değil, 144 Kilometrelik bir havzadan bahsediyoruz. Şu anda Troya Milli Parkının içerisindeyiz.  Ören yerine yaklaşık 300 metre mesafedeyiz ve dünyanın en önemli antik noktalarından bir tanesi.  Biz hep şöyle örnek veriyoruz. Nasıl  Greenwich saatin sıfır noktası ise Troya da  doğu ile batının sıfır noktasıdır. Çünkü doğu ile batı arasındaki mücadele  Pers İmparatorluğundan Makedonya’ya kadar, Fatih Sultan Mehmet’ten  Mustafa Kemal Atatürk’ kadar ki tüm süreçlerde hep çok önemli olmuş.  Dolayısı ile Doğu ile Batı arasında hep sıfır nokta olarak belirlenmiş burası.  Milli Parka Baktığımızda ise Ören Yerinin hemen yanı başında Tevfikiye Köyünü göreceksiniz ve bu köy ilk Arkeo-Köy uygulamasının olduğu yerdir.  Bu köyde Türkiye’nin en önemli firmalarından birisi tarafından köyün rehabilitasyonu gerçekleştirildi. Onun karşısında da Çıplak köyümüz var o da Türkiyenin en önemli Etno Köylerimizden bir tanesi. Yani genel olarak baktığımızda Troya Müzesinin yanı sıra bu alanda yaklaşık 14 tane cazibe noktası var.  Bunun yanı sıra Troya’dan Assos’a kadar giden de bir Troya Kültür Rotası var.

Dilvin Altıkardeş