11 Marta tüm Dünya’ da görülen ve ciddi derecede ölümlere neden olan Coronavirüs vakası Türkiye’ de görülmüş ve Türkiye Coronavirüs salgını ile tanışmıştı. İlk vakanın ardından kısıtlama ve yasaklar geldi. Sosyal yaşamın Coronavirüs’ ün hızla yayılmasına neden olması sebebi ile vatandaşların toplandığı yada kalabalık bulunduğu bütün işyerleri kapatıldı, belirli yaş gruplarına sokağa çıkma yasağı ve kısıtlamaları getirildi. Mart, Nisan ve Mayıs ayı bu kısıtlamalar ve yasaklar ile geçti. Dünyanın diğer çok gelişmiş ülkelerinde yaşanan ciddi ölüm sayıları ve ciddi vaka artışı alınan önlemler ile Türkiye’ de görülmedi. Türkiye’ de ilk Coronavirüs vakasının görülmesinin ardından alınan önemler 3 ay boyunca uygulanması Pandemi ile mücadelede başarıyı da getirmişti. Ancak ne olduysa 1 Haziranda oldu. Alınan tüm kısıtlama ve yasaklar kaldırıldı. Yasak ve kısıtlamaların kaldırılması ile şehirlerarası seyahat başladı, araya birde bayram girince kalabalık kitleler Türkiye içinde ciddi hareketlilik gösterdi. Bu hareketlilik Coronavirüs tedbirlerinin de unutulmasına maske sosyal mesafe ve hijyen kurallarının da unutulmasını beraberinde getirdi. Tüm bu gelişmeler Türkiye’ de Coronavirüs vaka sayısının hızla artmasına neden oldu. Çanakkale’ de bir dönem sıfırlanan Coronavirüs vaka sayısı da hızla artışa geçti. Coronavirüs sürecinde büyük özveri ile çalışan ve canı pahasına Coronavirüs ile mücadele eden çok sayıda sağlık çalışanı ve doktorda bu süreçte Coronavirüs nedeni ile hayatını kaybetti. Tüm yaşanan gelişmeleri değerlendiren Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy Sağlık Bakanlığının son dönemde Coronavirüs salgını ile sadece maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen uyarıları ile mücadele ettiğini bu mücadele şeklinin Pandemi için yanlış olduğunun altını çizdi. Sağlık Bakanlığının Pandemi ile mücadelede ciddi önlemler alması gerektiğini ifade eden Erensoy “Değerlendirmemin en başında söylemeliyim ki durum çok ciddi. Çok ciddi bir şekilde bir şekilde alarma geçirmesi gerekiyor. Vaka sayısı son dönemde çok artan hem Çanakkale'de hem Türkiye'de Coronavirüs salgını ile ilgili ciddi bir alarma geçilmesi gerekiyor.Tüm bu ciddi ve kaygı verici gelişmeler yaşanırken bu konuda Sağlık Bakanlığının açıklamalarına  şu açıdan katılmıyorum. Sağlık Bakanlığı şimdiye kadar Coronavirüs’ ün yayılmasını önlemek amacı ile söyledikleri her şeyi maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyene dikkat edilmesi ile sınırladılar. Ancak Türkiye ve Çanakkale’deki Coronavirüs tablosuna baktığımızda bunun böyle olmadığını şu anki sonuçlar gösteriyor. Maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen konusu da önemli, ancak bu kurallara uyulması virüsün yayılmasını vaka sayısının artmamasını sağlanamıyor bu açık şekilde ortada. Ve daha da ilginç olanı Sağlık Bakanlığı bu söylemlerini sürdürmeye devam ediyor.  İfadelerine yer verdi.

PANDEMİ YÖNETİMİ BU ŞEKİLDE OLMAZ
Pandemi yönetiminin bu şekilde yürütülemeyeceğininde ısrarla latını çizen Erensoy şunları söyledi. “Pandemi yönetimi bu şekilde olmaz. Yani bu artık çok net. Türkiye’ nin ve Çanakkale’nin Coronavirüs tablosu verileri bunu gösteriyor. Ayrıca sağlık çalışanlarının ölüm oranları da bunu gösteriyor, genel olarak vaka sayıları da bunu gösteriyor. Sağlık Bakanlığı daha ciddi, anlamlı, Pandemi ile uyumlu bir takım kararların alınması gerekiyor. İnsanlara sadece maske takın demek Coronavirüs ile mücadelede bir başarı getirmiyor. Mesela insanlara maske takın diyebilirsiniz, maskeyi takmanız gerekiyor diyebilirsiniz ama maske takmasını zorunlu hale getirdiğiniz bu insanlar aynı zamanda toplu taşıma araçlarını kullanarak işyerlerine gidiyorlar. Bu sıcakta maskeyi ne kadar süreyle takabileceğiniz gibi bir gerçek var. Bu kadar Sadece maske kullanmaya  odaklı bir Pandemi yönetimini açıkçası zaten doğru bulmuyorum. Bunun sadece halkın hatası olduğunu da düşünmüyorum. 1 Haziran itibari ile her şeyin normal değişmesinin nedeni Sağlık Bakanının söylemleri. Şimdiye kadar her şeyin bu hale gelmesine 3 ayda, Nisan'daki bütün o çabaların sıfıra inmesine yol açan bakanın kendi açıklamalarıdır. Coronavirüs tehdidinin önemsenmemesi, Her şey çok normale dönmüş gibi hareket edilmesi düğünlere izin verilmesi şehirlerarası seyahatlere izin verilmesi, bayramlarda izin verilmiş olması tek kısıtlamanın ise basın açıklamaları yapılmış olması, onun dışında her şey serbest bırakılmış durumda. İnsanlara söylediklerini şey maske takın. Sıcakta da devamlı maske takmamızı söylüyorlar. Artık Sağlık bakanın söylemlerini ben Pandeli yönetimi için uygun bulmuyorum. Pandemi yönetimi böyle olmaz, Pandemi yönetimi öyle insanlara sadece maskelerinizi takın demek yeterli değil.”

ZATÜRRE VE GRİP AŞISI YOK
Erensoy son günlerde grip aşısı ve zatürre aşısının olmadığına yönelik durumuda değerlendirerek “Maalesef bu aşılar şu an yok. Sağlık Bakanlığı bu aşıları temin edeceğini söyledi. Bu süreci bekliyoruz” diyerek şunları söyledi. “Şu an Aile Sağlığı Merkezleri’ nde (ASM) Pnömokok aşısı yok. Aile Sağlığı Merkez’lerinde(ASM) şu anda mevcut olan Pnömokok aşısı aynı zamanda çocuklara vurulması gereken Pnömokok aşısı ve biz aslında şu anda Türkiye olarak riskli gruplara, yani işte KOAH gibi solunum yolu hastalıkları olan ya da 65 yaş üstü olan kişilere Pnömokok aşısı yapmak durumundayız. Ama şu anda ben bir sürü Aile Hekimi arkadaşımdan duyuyorum ve biliyorum ki birçok hastaya bunu önermeye bile çekiniyorlar çünkü önerseler de zaten elinde o aşı yok. Aile Hekimleri Çocuklara vurulması gereken aşıdan haklı olarak vermek istemiyorlar. Aile hekimleri böyle bir ikilemde kalıyor. Yani ben çocuklara vurulacak aşıdan mı alayım? Yoksa bu hastaya bu aşıyı vurulması gerektiğimi söyleyeyim? Aile Hekimleri işte tamda böyle bir ikilemde kalmış durumdalar. En büyük risk grubu olarak biz sağlık çalışanlarının mesela grip aşısı olması gerekiyor. Artık Eylül ayı geldi. Bize, yani şuan Sağlık Çalışanlarına “Şu tarihte grip aşısı uygulaması başlanacaktır” diye henüz bir haber gelmedi. Grip Aşısı ve Pnömokok aşısı (bakteriel zatürre aşısı) muhakkak temin edilmesi gerekiyor. En son Türk Tabibler Birliği başkanının ile Sağlık Bakanı ile bir görüşmesinde bu aşı konusunu dile getirmişler. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu konunun özellikle üstünde durduklarını ve sayısal olarak ihtiyaç olan aşıyı temin edeceklerini  söylemiş. Umarım öyle olur. Pnömokok aşısı, bakteriel bir zatürre aşısıdır. Biz bu aşıyı risk gruplarına yapmak zorundayız. Bu aşı birde bu aşı çocuklara yapılan bir aşı. Bu aşı aynı zamanda 65 yaş üstü olan ya da 65 yaş üstü olmayıp ancak tansiyon, şeker hastalığı ve solunum yolu hastalığı olan hastalara yapılıyor. Herhangi bir viral enfeksiyon geçirdiğinizde üzerine bu Pnömokok’ların yaptığı enfeksiyonların eklenme durumu çok yüksek.”
 
Ogün İnal