Coronavirüs vakalarının Türkiye’de görülmeye başladığı 11 Mart itibari ile İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeler ile Coronavirüs salgınının yayılmasını önlemek amacı ile yayımladığı genelgeler doğrultusunda uygulanmaya başlanan yasak ve kısıtlamalar tüm sektörleri olumsuz etkilemiş özellikle üretim yapan firmalar yasak ve kısıtlamalardan olumsuz etkilenmişti.

Coronavirüs sürecinde özellikle gıda ve hijyen maddeleri ile maske üretimi ve satışı yapan firmalar ise satışlarını çok büyük oranlar ile artırmıştı. Coronavirüs sürecini değerlendiren Çanakkale Borsası Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda da Kale Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Üzen iş adamları olarak ekonomik krizleri gördüklerini ve kriz dönemlerinde uygulayacakları strateji konusunda deneyimli olduklarını ancak salgın hastalıklar ile ilgili bir krizi ilk kez yaşadıklarını ifade etti.

Coronavirüs salgını sürecinin tüm sektörler için çok yeni şuana kadar görmedikleri bir durum olması nedeni ile bir ilk olduğunun altını çizen Üzen “ Coronavirüs sürecinde tüm sektörler etkilendi. Süreçte tüm sektörler çok ciddi kayıplar yaşadı” dedi.  Salgın  sürecinin başında oluşan panik havasının süreç ilerledikçe oturduğunun altını çizen Üzen değerlendirmesinin ilk bölümünde “Bu tüm dünyanın yaşadığı olağanüstü bir dönem. Dolayısı ile herkesin ilk tecrübesi. Coronavirüs dönemi tüm sektirler, 7’den 70’e tüm kesimleri etkileyen bir süreç oldu.  Kazananı olmayan bir dönem oldu. Yani belli kriz dönemlerinde ciddi anlamda kaybedenler olurken ciddi oranda da kazananı olurdu.  Fakat bu dönemin kazananı yok gibi bir şey.  Dolayısı ile gıda, tarım ve hayvancılık sektörü de  Coronadan nasibini almış durumda. Bu sektörler de etkilendi. Etkilenmesi de mümkün değil. Çünkü  ilk başlarda biliyorsunuz ciddi bir panik hareket vardı. İnsanlar bu işin nasıl gelişeceğini bilmediklerinden dolayı, özellikle gıda konusunda ciddi bir panik havası esti.  Marketlere ciddi bir hücum oldu.  İnsanların ihtiyaçları birken beş aldılar ama eve gittiklerinde yine bir tükettiler.  Daha sonra süreç yavaş yavaş oturmaya başladı.” İfadelerine yer verdi.

PANİK HAVASI ARZ VE TALEP DENGESİNİ ALT ÜST ETTİ
Coronavirüs sürecinin başında tüm sektörlerin alınan yasak ve kısıtlamalardan etkilendiğini ve panik havası ile arz talep dengesinin had safaya çıktığını ifade eden Üzen  “İlk başta nelerin istenildiğine dair çok ciddi dengesizlikler oldu.  Süreçte öncelikli olarak oteller, restaurantlar, kafeteryalar kapatıldı.  Bunlar kapatılınca Gıda sektörüne ciddi bir stok yarattı.  İnsanların tüketimine de olumlu yönde etkiledi.  Otel, restaurant ve kafelerde tüketilen ürünlerin gramajları farklı olduğundan dolayı, örneğin evde 1 kilogramlık salça tüketilirken otelde 5 kilogramlık salça tüketiliyor.  Bir üretici düşünün hem eve, hem de diğer piyasaya hitap ediyor.  Bu nedenden dolayı ciddi dengesizlikler oldu.  Bir adam, evde tüketilen küçük gramajlı ürünler yetiştirmezken,  büyük gramajlı ürünler elinde kaldı.  Başka bir örnek verecek olursak, 1 kiloluk unlar marketlerde talan edilirken, 50 kilolum unlar esnafın elinde kaldı.  Böylelikle Arz - Talep meselesi ciddi anlamda bozuldu. Böylelikle Otel, restaurant ve kafeler bölümü ciddi anlamda olumsuz etkilenirken, diğer taraftan marketler çok yoğun bir şekilde taleplerle karşı karşıya gelindi.  Süreçten ciddi etkilenen bir başka sektör ise okul kantinleri oldu. Okulların kapanması ile kepenkleri indiren esnaflar evlerine gittiler.  Okulların açılması Eylül ayına kaldığı için de  onlar da çok büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya kaldılar” dedi.

HÜKÜMET FIRSATÇILARA GEÇİT VERMEDİ
Coronavirüs sürecinin, arz talep dengesizliğinden faydalanmak isteyen fırsatçılarında ortaya çıkmasına sebep olduğunu belirten Üzen Bu dönemde hükümetin hızla bir şekilde bu fırsatçıların önünü kestiğini ve gereken önlemleri aldığını ifade ederek şunları söyledi. “Genel anlamda bakacak olursak, bu tür dönemlerde bazı fırsatçılar çıkabiliyor. Ama Hükümetimizin aldığı tedbirler, uyguladığı yaptırımlarla fırsatçılara fazla meydan bırakılmadı. Fakat Üreticilerin de ister istemez bazı üretim maliyetleri oldu. Kamyon bulamadılar, lojistikle ilgili sorunlar çıktı, ham madde tedariği ile ilgili sorunlar çıktı. Ham madde ihtiyaçları ile ilgili hem maliyet hem de tedariği arttı. Dolayısı ile bunları da maliyetlerine yansıtmak zorunda kaldılar.  Ama bir çok firmamız, bir çok üreticimiz, özellikle ülkemizde hakikatten hep birlikte çok güzel bir duruş sergilediler ve bu dönemi fırsatçılığa çevirmediler.  Bazı ürünlerdeki fiyatların artışının sebebi maliyetlerinden dolayı  fiyatları ürünlere yansıtmak zorunda kaldılar.”

CORONAVİRÜS SÜRECİNDE KOLONYA TALEPLERİNE YETİŞEMEDİK 
Coronavirüs sürecinde hijyen ürünleri açısından çok büyük talepler ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Üzen “Coronavirüs vakalarının Türkiye’de görülmesinin ardından hijyen ürünleri ve kolonya talepleri adeta patladı. Kolonya salgının başladığı ilk dönemde adeta yok sattı” dedi. Üzen gıda ürünlerinde de büyük talepler ile karşılaştıklarının da altını çizerek  “Süreçten etkilenen firmalar ya da ürünler aynı çerçevede tutmak mümkün olmuyor. Çünkü belli kategoriler çok ciddi bir şekilde taleple karşı karşıya kaldığından dolayı, tedariğinde ciddi sorunlar yaşadık.  Kolonya ürününü ele alacak olursak,  açıkçası tüketici tarafından çok talep edilen bir ürün değildi. Ta ki bu Korona dönemi başlangıcına  kadar.  Fakat Kolonyanın hijyen konusundaki faydaları anlatılınca birden bir talep oldu. Yani,  belli evlere giren bir ürün olan kolonya, tüm evler girmiş oldu. Hatta arabamıza ofisimize bile girdi. Eskiden gelen misafire çay ikram ediyorduk, artık kolonya ikram eder olduk. Tabi ki üreticiler buna hazırlı olmadıklarından ve büyük taleplerle karşı karşıya kaldıklarından dolayı kolonya tedariğinde ciddi sıkıntılar çektik.  Çanakkale Bölgemizde bir yılda sattığımız kolonyayı bir haftada sattık.  Siz bir üretici olarak düşünün, size 100 koli kolonya siparişi gelirken  artık  bin koli sipariş gelmeye başladı. Bunu sadece Çanakkale geneli için söylüyorum Bu talep Türkiye genelinde de aynıydı. Ayrıca yurt dışından da kolonya için bize ciddi talepler geldi. Dolayısı ile bunların karşılanması için ciddi sorunlar oldu.  Aynı şekilde el dezenfektanı istendi. Ayrıca sebze ve meyveler sirke ile yıkandığından dolayı bölgemizde sirke talebi de 15-20 katına çıktı. Ve bu malzemeleri tedarik etmekte sıkıntı çektik. Fakat temel gıdalar, yani her zaman tüketilen gıdalarda hiçbir zaman sorunumuz olmadı” dedi.

ÇANAKKALE ÇOK GÜÇLÜ MARKA DEĞERLERİNE SAHİP
Aynı zamanda Çanakkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı olan iş adamı Kaya Üzen değerlendirmesinin son bölümünde Çanakkale Ticaret Borsasının çalışmaları ile ilgili bilgilerde verdi. Günümüzde markalaşmanın çok büyük öneminin olduğunun belirterek “Çanakkale’ nin çok önemli ürünleri var ve bu ürünlerin hepsin marka değeri yüksek biz borsa olarak tüm markalarımıza sahip çıkmak için çalışmalar yaparken bu ürünlerin satışından da firmalarınızın en yüksek katma değeri almalarını sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Üzen yaptığı açıklamada  “Çanakkale Ticaret Borsasının faaliyetleri hakkında bilgi verdikten sonra yapılan çalışmalara da değinen Borsa Başkanı Kaya Üzen “Ticaret borsası olarak önem verdiğimiz ve çalışmalarını bu yönde yürüttüğümüz Markalaşma konusu. Çanakkale’nin gıda, tarım ve hayvancılıkta bir marka il olmasını istiyoruz. Bu konuda üyelerimizle beraber önemli yol aldık.  Çanakkale Gıda, tarım ve hayvancılık için çok özel bir yer.  Yani baktığımızda her ilçesinin,  kendine has bir takım avantajları var.  Özellikle adalarımıza bakacak olursak Gökçeada organik tarımın yapılmasına elverişli bir yapıya sahip.  Burada organik tarımda iyi yol almış üyelerimiz var.  Bozcaada İlçesinde özellikle son 5 yılda bağcılık ve şarapçılıkta büyük bir ivme kazandı. Şu anda markalaşmış, Bozcaada’da üretilen ürünlerimiz var.  Yine Lapseki’de özellikle kiraz ve şeftali gibi meyvelerde iddialıyız.  Sadece üretim anlamında değil kalite ve aroma bakımından da iddialı bir iliz Çanakkale olarak.  Özellikle üç büyük ilin, İstanbul, Bursa ve İzmir’in sofralık ürünlerini bu bölgede üretiyoruz ve bir çok üründe de ilk ülkelere giriyoruz. Bir konumuz da Ezine peyniri. Biliyorsunuz bu konuda ciddi bir mücadelemiz var.  2005’li yıllardan bu yana verdiğimiz mücadelede Ezine Peyniri Derneğinin kurulmasını, coğrafi işaret almasını sağladık.  Daha yolun başındayız bunu biliyoruz. Ama Özellikle son yıllarda yaptığımız çalışmalarla Ezine Markamıza da sahip çıkmaya başladık. Bayramiç İlçemizde meyve ve su ürünlerinde iddialıyız.  Çan’da zaten en çok kooperatiflerin olduğu ilçemiz. Biga’da yine hayvancılık açısından özellikle İstanbul pazarında aranan bir ilçemiz.  Biz Borsa Olarak ne yapıyoruz? Bütün bu değerler üreten firmaların katma değerleri ile ilgili, çok daha karlı satması ile ilgili,  çalışmalarımızı yapıyoruz.  Onlara pazarlama, fuarında destek veriyoruz. Yani, Ticaret Borsası ne yapıyor? diye sorduklarında buradaki ürünlerin en değerli şekilde sofralara ulaşmasını sağlıyoruz” ifadelerine yer verdi.

LİSANSLI DEPO PROJEMİZİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ
Çanakkale’nin çok verimli topraklara sahip olduğunu ve neredeyse yer türlü ürünün Çanakkale’ de yetiştiğine dikkat çeken Üzen amaçlarının Çanakkale topraklarında yetişen ürünlerin uluslararası piyasalara çıkması için lisanlı depolama projelerinin olduğunu ifade ederek “ Ürün çalışmaları hakkında da bilgiler vererek “Türkiye’de özellikle zeytinyağında Ayvacık bölgemiz, zeytinyağı konusunda farkındalık yaratmış durumda.

Burada üretilen kaliteli ürünlerle birlikte doğru çalışmalar yaparak ürünlerimizi hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda satma konusunda da oldukça başarılı illerden bir tanesiyiz.  Özellikle hububat kısmında Gelibolu’da  Ayçiçek ve buğdayda gayet iddialı illerden biriyiz.  Özellikle Tarım arazilerin ortak yapısının büyük olması ve buralarda üretilen ürünlerin hem  Ayçiçek’ te hem de buğdayda Türkiye kalitesinin üzerinde olması ile birlikte, burada da ciddi bir şekilde üretilen ürünlerin  daha katma değerli bir şekilde toplamasını sağlıyoruz.   Bununla ilgili de  Lisanslı depo çalışmamız var. Çanakkale’de Lisanslı depoların bir tanesini Gelibolu’ya, bir tanesini de Ezine Bölgesine kazandırmayı hedefliyoruz.  Böylelikle çiftçilerimizin ve sanayicilerimizin istedikleri ürün çiplerine  çok daha kolay erişmesini sağlamış olacağız” dedi.

Özel Haber: Ogün İnal