Maden karşıtı çevreci eylemlerin adresi Balaban bölgesinde son yaşan gerginlik üzerine Balabana yakın köy muhtarları yetkililerden yardım istedi.

Kısa bir süre önce Balabanda, Kazdağlarındaki madencilik faaliyetlerini protesto etmek için bulunan grubun, madencilik çalışmalarını durduran şirketin alanda bulunan güvenlik görevlileri ile gerginlik yaşadığı ve bu olay ile birlikte bölgedeki geriliminde arttırdığı ifade edildi. Olayın Kazdağların da madencilik faaliyetlerini protesto etmek için uzun bir süreden b uyana bölgede çadırlarda kalarak protestolarını devam ettiren gurubun maden sahası girişine giderek burada bulunan ve aralarında bayan güvenlik memurun unda bulunduğu güvenlik ekibine sözlü sataşma hatta küfüre varan ve içinde hakaret kelimeleri bulunan cümleleri sarf ettikleri bunun üzerine güvenlik ekibi ile çevreciler arasında gerginlik yaşandığı iddia edildi. Yaşanan gerginlikte özellikle bayan güvenlik görevlisine hakaret dolu cümleler sarf edildiği bu nedenle de gerginliğin çok arttığı ve maden giriş yapısına takviye güvenlik görevlilerinin geldiği de iddialar arasında. Çevrecilerin toplu olarak maden alanına giriş yapılan kapı önüne neden gittikleri ise bilinmiyor. Kısa bir süre önce yaşanan bu gerginlik olayı Balaban bölgesinde bulunan köy sakinlerine de ulaşınca bölgede tedirginliğin başladığı Kirazlı köyü, Yukarışapcılar ve Aşağışapcılar köy muhtarları tarafından ifade ediliyor. Köy muhtarları, “Erkek halimizle biz tedirginiz, varın kadın çobanların halini siz düşünün” diyerek, geçimini havancılıkla sağlayan köylüler,  “Geçen yaz ayları boyunca gerçekleşen çevreci eylemlere katılanların dilinden duyduğumuz, “Yıkarız, yakarız, dökeriz” şeklindeki sözler, adeta son günlerde gerçek olmuş. İşittik ki, maden kapısına dayanıp, Özel Güvenliğe küfür hakaret karşı duranlar, bizlerde huzur bırakmadı, her kes endişeli” ifadelerine yer verdiler.

“JANDARMAYA DİLEKÇE YAZDIK”
Kirazlı muhtarı Orhan Can, “Geçen yaz aylarında Balaban’da gerçekleşen gösterilerde,  “Yıkarız, yakarız, dökeriz” diye söylendiklerine tanık olduğumuz kişiler yine bölgede boy göstermeye başladı. Köylülerimiz tedirgin. Küçük ve büyük baş sürülerini yayan karı-koca insanlarımız, otlak ve ormanlarda yabancı insanların kol gezmesinden büyük huzursuzluk yaşıyor. İşittik ki, maden kapısına dayanıp, Özel Güvenlik görevlilerine küfür hakaret karşı duranlar, yaşanılan endişeyi daha da arttırdı. Ne can ne de mal güvenliğimiz var” diyerek, Jandarma’dan yardım istediklerini söyledi.

“BALABANDAKİ İNSAN YOĞUNLUĞU CORONAVİRÜS SÜRECİNDE SAĞLIK AÇISINDAN DA TEHLİKELİ OLACAKTIR“
Aşağışapcılar Köyü Muhtarı Şenol Arslan Balaban mevkiinde yaşandığı belirtilen gerginlik ile ilgili açıklamasında, “ Balabanda kalan ve kendilerini çevreci olarak tanıtan bir grup kısa bir süre önce faaliyetleri durdurulan madenin güvenlik görevlileri ile bir tartışma yaşanmış. Ben bu tartışmaya şahit olmadık ama o gün maden bölgesine doğru 8 ya da 10 araç köyümüzden geçti ve bu araçları gördük. Aldığımız duyumlara göre altın madeni protestolarının 1 yılı gibi bir etkinlik düzelmeyerek yine Balaban mevkiinde kalabalık çevreci gruplarını toplamak için hazırlık yapıyorlarmış. Ülkemiz çok önemli bir süreçten geçti ve 1 Haziran itibari ile yeni normalleşme sürecine geçtik ama tüm dünyada ve Türkiye’de hızla yayılan ve çok sayıda ölüme neden olan Coronavirüs tehlikesi henüz geçmedi. Bu nedenle yine eylemciler tarafından yapılması planlanan ve yine bölgeye dışarıdan çok sayıda çevrecinin de katılması gibi bir durum ortaya çıkarsa bu bölgede Coronavirüs tedbirleri ile ilgili sosyal mesafe başta olmak üzere tedbirler sıkıntı ortaya çıkarız ve dışarıdan gelecek olan insanların Coronavirüs bulaştırma durumu olacağından dolayı bu bölgede böyle insan yoğunluğu oluşabilecek bir etkinlik ya da toplanma istemiyoruz. Böyle bir insan yoğunluğu bu bölgede bulunan köy halkı için tehlikeli olabilir. Geçen sefer olduğu gibi bölgeye Ankara’dan, İstanbul’dan ve birçok ilden çevreci ve çevreci gibi görünen insanlar gelmesine balaban yakınındaki köyler olarak kesinlikle karşıyız. Coronavirüs geçmeden böyle bir insan yoğunluğu sağlık açısından çok büyük bir risk oluşturur. Bu nedenle bölgemizde bu tür insan yoğunluğu oluşturacak faaliyet istemiyoruz. Önceki günde Balabanda kalan ve kendilerini çevreci olarak ifade eden grup ile maden şirketin güvenlikleri arasında ciddi bir sıkıntı yaşanmış. Burada tanıdığımız ve özelliklede tanımadığımız birçok insan geldi. Yaz aylarında da balaban çevresinde bulunan köylerin sakinleri hayvan otlatmaya gidiyor ve tanımadığı insanlar ile karşı karşıya kalıyor. Geçen seferde binlerce insan geldi bu bölgeye. Ve bu gelen insanları tanıyorsunuz. Tabi kalabalık arasına hırsızlarda geliyor ve sıkıntı daha da büyüyor. Durumdan çok rahatsız olduğumuzu köy sakinleri bana iletiyorlar.” dedi.

KÖY SAKİNLERİ TEDİRGİNLİKLERİNİ İFADE ETTİ
Aşağışapcılar Köy’ü sakinlerinden İlyas Arslan’ da yaptığı açıklamada “ Bölgemizde böyle bir insan yoğunluğunun toplanmasını istemiyoruz.  Zaten 30 haneli köyümüzde 65 yaş ve 65 yaş üstü köylülerimiz var. Coronavirüs salgını riski henüz ortadan kalkmış değil. Bu nedenle de birde köy halkımıza Coronavirüs bulaşma riski ile karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Yeni normalleşme sürecinde bölgemizde yoğun insan hareketinin olacağı bir durumun oluşmasını istemiyoruz.” dedi.  Köy sakinlerinden Recep Arslan’ da konuşmasında “ geçen seneden beri aynı şeyi yapıyorlar. Geçen senede burada çok ciddi ölçüde insan grupları geldi. Önümüzdeki süreçte yine aynı davranışı sergileyecekler ve çok ciddi bir insan sayısı gelecek yine, ancak Coronavirüs şu an tamam ile geçmiş değil. Bu kalabalık yine balabanda toplanırsa alanda sosyal mesafe başta olmak üzere tedbirler uygulanmaz. Türkiye’ nin 4 bir yanından gelen insanların Coronavirüs taşımadığını kim garanti edebilir. Bu insanlar buraya gelip hem bizlere hem de diğer insanlara Coronavirüs bulaştırabilirler. Bu nedenle bu bölgede böyle bir insan yoğunluğunu sağlık ve güvenlik riski ile kesinlikle istemiyoruz. Biz devletten bu alanda böyle bir toplanma olursa bu yoğun insan kalabalığının bu bölgede toplanmasını engellemesi ve güvenliğimizin sağlanmasını istiyoruz “ dedi.

Ogün İnal