Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan kentte Corona Virüs ile mücadeleyle ilgili yapılan çalışmalarda son olarak gelinen noktayı değerlendirdi.

Merkezde karantinada bulunan köy yok” diyen Başkan Gökhan,  “Kepez beldesinde karantina oldu. Bir bölge koruma altına alındı. Şükür oradan bir sıkıntı çıkmadı. Karantinalar da kalktı. Çan’da ve Gelibolu’da vardı. Onları da kazasız belasız atlattık. Şu anda benim bildiğim kadarıyla merkezde karantinada bulunan köy yok. İlçelerde de olduğunu duymadım. Belediye çalışanlarında hiçbir vaka görülmedi” dedi. Yeni normal hakkında görüşlerini dile getiren Gökhan, “Her zaman risk varmış gibi tedbirlerimizi alacağız. Bu mesafe konusunu içimize sindirmemiz lazım. Çünkü önümüzdeki hayatımız mesafe ile geçecek” dedi.

Corona Virüs ile mücadelede normalleşme süreci başladı. İyileşen hasta sayısı her geçen günü pozitif yeni vaka sayısının üstüne çıkmaya devam ediyor. Ayrıca hayatını kaybeden hasta sayısı da her geçen gün azalıyor. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Corona Virüs ile mücadelede kentte devam eden çalışmalar hakkında vatandaşları bilgilendirmeye devam ediyor. Gökhan, yaptığı açıklamada ‘yeni normal’ sürecin başladığına vurgu yaparak, bu süreçte hastalığın bir daha yaşanmaması için tedbirlere uyulmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi.

“Pandemi Hastanemizde çok az sayıda hastamız var”
Çanakkale’de koronavirüs ile mücadelede hakkında bilgi veren Gökhan, “Çanakkale küçük bir il. 137 bin nüfusa sahibiz. Toplamda da 500 bin nüfusa sahibiz.  Çanakkale’de çok yoğun bir kalabalıklaşma olmadığı için büyük bir sıkıntı yaşamadık. Çok fazla sayıda vakamız olmadı. Özellikle hayatını kaybedenlerin sayısı oldukça sınırlı. Bunlarla ilgili rakamları söyleyemiyoruz ama şuan itibariyle Pandemi Hastanemizde çok az sayıda hastamız var. Bu duruma nasıl gelindi? Bilim kurulu tarafından ön görülen bütün tedbirleri biz harfiyen uyguladık. Zabıtamız polis ile birlikte sokaklarda, pazar yerlerinde, kalabalık alanlarda çalıştı. Hem Pandemi kurulumuz var, hem de İl Hıfzıssıhha  Kurulumuz var. Bu kurullarda da biz yer alıyoruz. O kurulların almış olduğu kararları harfiyen uymaya çalıştık. En az vaka ve en az hayat kaybıyla bu süreci geçirdik. İlk başta biz 11 Mart sorumluluk alanlarımızda yoğun bir dezenfektasyon işlemlerimizi yaptık. Belediye çalışanlarımızın bu noktada engelli veya kronik hastalığı bulunanların ve küçük yaşta çocuğu olanların çalışmaya gelmemelerini sağladık. Hatta mevcut çalışanlarda kalabalığı azaltmak için nöbetleşe çalıştırmaya başladık. Bazı birimler bu uygulamanın dışında kaldı. Mesela zabıta ekipleri tam kadro çalıştı. Çalışanlarımızı yoğun bir kurum içi eğitimden geçirdik. Halk ile temasta, yaptıkları görevlerde nelere dikkat etmesi gerektiğini, birbirleriyle olan ilişkilerinde, çalışma ortamlarında nelere dikkat etmeleri konusunda eğitimler yaptık. Ankara’dan gelen Bilim Kurulu’nun tavsiyesiyle parklarımızı, kordonu kapattık. Pazar yerlerinde girişte sıraya dikkat ettik. İçeride yoğunluk oluşmaması için polis ve zabıta tedbirler aldı. Giriş-çıkışlarda kontrol altına alındı. Biz özellikle ilk günden itibaren pazar girişlerinde maskesi olmayan vatandaşlarımıza maske dağıttık. Otobüslere binerken vatandaşlarımıza yine maske dağıttık. Pazar yerlerindeki düzenleri sağladık. Tezgah aralarını açtık. Pazar yerine yoğunluk olduğu zaman içeriye vatandaşlar sırayla alınması için tedbirler aldık. Bu tür klasik tedbirleri aldık. Sağlık anlamında berberlerin açılmadan önce  bütün berberlerimizi dezenfekte ettik. Onlara maske, dezenfekten seti verdik. Dükkan açıldığı zaman o anda ilk etapta eksik bir şey kalmasın daha sonra zaten eksikleri onlar tamamlar” diye konuştu.

“Bin beş yüz kişiye halk kart hizmeti sağladık”
Berberlerle ilgili alınan tedbirler hakkında konuşan Gökhan, “Bu süreçte evde kalan yaşlılarımız var. Bizim için onlar çok önemli. Onlarla devamlı temas kurduk. Hatırlarını sorduk, ihtiyaçlarını gidermeye çalıştık. Erzak, sıcak yemek gibi bunları hiç aksatmak sürdürüyoruz. Hatta geliri kalmamış insanlara halk kart dağıttık alışverişlerini yapsınlar diye. Halk kartla alışveriş yapabilme şansları olabiliyor. İhtiyaca göre belirleniyor.  Yaklaşık 1500 kişiye halk kart hizmeti sağladık. Sıcak yemek, erzak veriyoruz. Zaten biz halk kart veriyorduk. Ama şimdi ihtiyaç arttığı için daha fazla vermek durumunda kaldık. Hastanede hemşirelerimize gece sıcak çorba verdik. Ramazanda onlara kumanya veriyoruz. Yine hastanemize tulum, tansiyon aleti gibi malzemeleri de onların talebi oldukça destek oluyoruz. Burada önemli olan sorunları paylaşmak. İhtiyaç varsa, bizimde imkanımız varsa veriyoruz. Biz belediye olarak günde yaklaşık 2 bine yakın maske üretiyoruz. Kiracılarımız vardı. Onlarla ilgili rahatlatıcı tedbirler aldık. Su konusu var. Su borcu olanın suyunu kesmiyoruz. Borçları öteliyoruz. Akıllı sayaçlarda yedek 1 ton su veriyorduk. Onu 10 tona çıkardık. Burada önemli olan  geliri azalan vatandaşlarımızın telaşa kapılmadan bu süreci geçirmelerini sağlamak” dedi.
“Kararları ortak alıyoruz”
Corona Virüs ile ilgili alınan karaların ortaklaşa alındığını söyleyen Gökhan, “Kurula biz de üyeyiz Vali beyin başkanlığında. İşbirliği içerisindeyiz. Vefa Grubu’nda belediyenin de elemanları, araçları, personelimiz var. Oradan gelen talepleri yerine getiriyoruz. Kurulda ortak kararlar alıyoruz. Bizim dışımızdaki resmi kurumlara destek alıyoruz. Onların dezenfektasyon işlemlerini, hatta talep olursa onlara maske dağıtıyoruz. Zaten biz Çanakkale’de bu bağlamda ihtiyaçları karşılıyoruz. Polis ve zabıta bir arada çalışıyor. O konuda da bir sıkıntı yok. Şuana kadar bir sıkıntı olamadan bugüne kadar geldik. Sıkıntı olacak bir şey yok. Herkes kendi görevini yapıyor. Paylaşıyoruz. Kararları ortak alıyoruz. Uygulamayı da ilgili birimler ortaklaşa yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Merkezde karantinada bulunan köy yok”
Bazı köylerde karantina uygulaması olduğunu söyleyen Başkan Gökhan, “Merkeze bağlı Kepez beldesinde de karantina oldu. Bir bölge koruma altına alındı. Şükür oradan bir sıkıntı çıkmadı. Karantinalar da kalktı. Bir Çan’da, Gelibolu’da vardı. Onları da kazasız belasız atlattık. Şu anda benim bildiğim kadarıyla  merkezde karantinada bulunan köy yok. İlçelerde de olduğunu duymadım. Belediye çalışanlarında hiçbir vaka görülmedi. Dediğim gibi biz hemen tedbirleri aldık. Özellikle kronik hastalığı bulunan, engelli çalışanlarımızı çalıştırmadık. Küçük çocuğu olanları özellikle belediyeye hiç sokmadık. Çalışma arkadaşlarımızın araklı çalışmasını sağladık. Daha az bir arada olmalarını sağladık. Maske, dezenfekten gibi her türlü tedbiri de onların sağlığı için aldık. Çalışanlarımız açısından şuanda hiçbir sıkıntı mevcut değil. Sosyal tesisler, kafeler gibi kapanan yerlerimiz var. Oralarda çalışan arkadaşlarımızı işten çıkarmadık. Onları kısa çalışma ödeneğinden yararlanması için müracaat ettik.  Yani ücretsiz izin de vermedik. Bir kısmı kısa çalışma ödeneğinden yaralandı. O konuda bir sıkıntı var. Biz işçiyi çıkarmadan kısa çalışma ödeneğinden faydalanalım dedik. Bir kısım arkadaşlarımız aldı ama diğerlerine gelmedi. Nedenini sorunca kimse cevap vermiyor. 16 çalışanımız için kısa çalışma ödeneği aldık.  25-30 kişinin daha alması lazım. Gerekli şeyleri verdik ama henüz ücretleri yatmadı. Anladığım kadarıyla kamu kurumlarına biraz öteliyorlar. Onları mağdur etmemek için elimizden geleni yapıyoruz. Tabii bu nereye kadar devam eder bilmiyorum” diye konuştu.

“Her zaman bu risk varmış gibi tedbirlerimizi alacağız”
Yeni normal hakkında görüşlerini dile getiren Gökhan, “Bu mesafe konusunu içimize sindirmemiz lazım. Çünkü önümüzdeki hayatımız mesafe ile geçecek. Bunu kabul etmemiz lazım. Yeni normalden ne anladığımıza bağlı. Yeni normal ne demek. Herkese göre değişiyor. Şu bir gerçek; bu virüsün aşısının bulunması şart. Aşı bulununcaya kadar risk asla sıfırlanmayacak. Bu virüs kendi kendine ömrünü tamamlayıp bu dünyadan gitmeyecek. Bunu bilim adamları da söylüyor. Çünkü büyük  çoğunlukta insan bu virüsle muhatap olacak. Bunun bir kısmı hastalanacak, bir kısmı hastalanmayacak. Eski yaşantımızı devam ettirecek olursak o virüsü ilahla birbirimize aktarma durumu söz konusu  olur. Bu noktada yeni salgınların başlamasına sebep olur. Dolayısıyla hijyen kuralları, maske ile dolaşma, sosyal alanlardaki mesafeler, her türlü ulaşım araçlarındaki mesafeler her ne varsa bunların yüzde 80-90’ı devam edecek. Çünkü bu virüsün yok olması için aşının mutlaka aşının bulunması ve kabul görmesi gerekiyor. Biz bu noktada yaşantımızı yeni normal dediğimiz kısıtlı, eski rahatlığın ötesinde biraz daha kısıtlı bir yaşamı tercih edeceğiz. Bizde belediye olarak da burada olabildiğince dijital ortamlarda artık hizmet vermenin yollarını daha çok arayacağız. Tahsilat, müracaat, vergilerin ödenmesi, suyun doldurulması bütün bunların dijital alt yapılarının hazırlamak zorundayız. Araçlarımızı, gereçlerimizi tekrar ona göre dizayn etmeliyiz. Bu noktada pazar yerlerimiz  olsun, onun dışındaki sorumlu alanlarımızı da yeni normalin üzerine sağlamak zorundayız. Çünkü bu Türkiye’de, Çanakkale’de görülmemiş, bitmiş olması, hiçbir ölüm olmasa bile yarın dışarıdan gelecek insanların ne taşıyacağını, hangimizi etkileyeceğini bilemeyiz. Dolayısıyla sanki her zaman bu risk varmış gibi tedbirlerimizi alacağız. Biz turizm memleketiyiz. Çok yoğun bir talep oluyor. Özellikle Mart ayından itibaren Gelibolu Yarımadasına her yıl 3-4 milyon insan geliyor. O kitlesel turlar ne olacak, otobüslerde kaç kişi gelecek? Bütün bunların hepsi zaman içerisinde yeni normalimiz olacak. Şimdi bu felaketi geçirmeye çalışıyoruz. Şuanda bu felaketi dindirmeye çalışıyoruz. Dindirdikten sonra oturacağız, yeniden bunların başımıza gelmemesi için neler yapmamız gerekiyor. Bunu da deprem olarak düşünün. Yıkılıyor, zedeleniyor, hasra aldık, şöyle oldu, böyle oldu ama bir dahaki depremde neler yapmalıyız ki yıkılmamalıyız. Aynı şekilde bu da bir afet. Bu da deprem gibi ön görülemeyen bir afet. Burada somut bir şey yok. Görmüyoruz. Sadece bir varlıktan bahsediyoruz. Biz her an  artık yaşantımızda bu virüsün aşısı bulununcaya kadar onunla mücadele ederken yaşantımıza dikkat edeceğiz. Bugünkü tedbirlerin birçoğunu sürdüreceğiz. Bu virüs geldi, aşası bulundu, geçti. Başka virüslerin gelmeyeceğini kim garanti ediyor. Onun için bir bakıma ben şunu söylüyorum; dünyadaki çevre sorunlarının çıktısıdır bu virüs. Bunu kabul etmemiz gerekiyor. Yaşantımıza dikkat edeceğiz. Buradaki sonuç itibariyle çevre kirliliği, çevre tahribatı, bütün bu doğanın dengesini bozmamak içinde gayret göstericeğiz. Sadece kendimizi, elimizi yıkayarak, mesafeyi koruyarak sorunlardan kurtulamayız. Aslında yeni bir dünya düzenine ihtiyaç var. Birde işin ekonomi boyutu var. Hep sağlık boyutundan konuşuyoruz. Birde ekonomi boyutu var. Ekonomi boyutu nasıl olacak. Evden çalışmalar, internet ticareti daha da çok gelişecek. Evden çalışmalar daha ön plana çıkacak. Birçok konu gündemde olacak. Sonuç itibariyle yeni normale dünyayla  beraber kendimizi hazırladım. Çanakkale bunu yapabilecek güçte. Bizim belediyenin oldukça iyi bir teknik altyapısı var. Buna yavaş yavaş uyum sağlamaya çaba göstereceğiz” dedi.

Ogün İnal