Gökçeada’da kış boyunca kömür yakıldığı için oluşan hava kirliliği gözle görülür boyutta seyrediyor. Adada nüfus artışına ve yerleşim oranının artmasına paralel olarak kent merkezinde yapılan yeni binalarda kullanılan kömür ada sakinlerini tedirgin ediyor.

Ada sakinleri sabahları genizleri yakan ağır kömür kokusu ile güne başlamaktan şikayetçi olurken, nüfus artışıyla daha da riskli hale gelecek olan durum ile ilgili önlemler alınması gerekiyor. Gökçeada’da bir dönem belediye başkanlığı da yapan Halil Rüştü Akgün konuyla ilgili gazetemize yaptığı değerlendirmede, şu an için riskli bir durumun olmadığını belirterek, adada nüfus artışı ve kömür kullanımın artmasına bağlı olarak tehlikenin ciddi boyutlara gelebileceğini söyledi. Akgün, alternatif olarak doğalgazın değil, ısı pompalarının kullanımının ve doğal kaynaklarla ısıtmaya yönelmenin daha akılcı olacağını kaydetti.  

“Alçak basınçlı havalarda sis etkisi yaratıyor”
Halil Rüştü Akgün, “Şehir merkezinde kaloriferli evler çoğunlukta. Kış boyunca yakılan kömür özellikle alçak basınçlı havalarda sis etkisi yaratıyor. Bu durum şu anda tehlike boyutunda olmasa da, nüfusun artması ve kömür kullanımının artmasıyla ada için tehdit oluşturabilir ve tehlikeli bir sürece doğru gidilebilir” dedi.

“Doğalgaz değil, ısı pompaları kullanılmalıdır”
İleriye dönük alternatif ısınma kaynaklarından doğalgaz değil, ıssı pompalarının kullanabileceğini söyleyen Halil Rüştü Akgün, “Bu sadece Gökçeada için Türkiye için alternatif bir çözümdür. Doğalgaz milli bir kaynak değil, daha milli olan kaynak ısı pompalarıdır. Jeotermal ısıtma ve doğal kaynaklar düşünülmelidir. Adada jeotermal ile ilgili kaynak olduğu varsayılıyor. Isısı 80-90 derce olan su olduğu tahmin ediliyor. Adada enerji olarak ideal olan rüzgar enerjisi ve düşünülmesi gereken de jeotermal enerjidir” ifadelerini kullandı.

Özel Haber: Mine Tarım