Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, toplantı öncesi yaptığı konuşmada, Ak Parti'nin 10 milyonu aşkın üyesiyle demokratik dünyanın en büyük siyasal kurumlarından biri olduğunu söyledi. Son dönemlerde Türkiye'nin dış ilişkilerde çok önemli bir noktaya geldiğini ifade eden Yılmaz, Suriye ve Libya konusuna da değindi. Yılmaz, “Tek amacımız, Suriye'nin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini korumak' derken, Libya'da yaşanan gelişmelerle ilgili de, “Akdeniz'de, Doğu Akdeniz'de de oyunları bozduk' diye konuştu.

Kolin Otel’ de gerçekleştirilen toplantıya AK Parti Çanakkale Milletvekili ve AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Tanıtım Medya Başkanı Julide İskenderoğlu, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas, Dış İlişkiler Başkan Yardımcıları Zafer Sırakaya ve Emre Ete, Genel Merkez Kadın Kolları Dış İlişkiler Başkanı Ümmügülsüm Ümütlü, Genel Merkez Gençlik Kolları Dış İlişkiler Başkanı Cengizhan Güngör, Ak Parti İl Başkanı Naim Makas, Ak Parti İl Kadın Kolları Başkanı Gülsüm Üstün, İstanbul, Balıkesir, Bursa, Edirne, Bilecik, Kırklareli ve Çanakkale il dış ilişkiler başkanları katıldı.

“Barış Pınarı Harekatı geleceğimiz adına önemli kazanımlar elde ettik”
Toplantıda konuşma yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Cevdet Yılmaz Türkiye ve Dünya gündemini değerlendirdi. Son dönemlerde Türkiye'nin dış ilişkilerde çok önemli bir noktaya geldiğini ifade eden Yılmaz "Suriye, Barış Pınarı Harekatı geçen yıla damgasını vuran en önemli gelişmelerden biri bu oldu. Büyük güçlerin diyelim, bölgemizde bulunduğunu ve çeşitli hareketler içinde olduğunu görüyoruz. Çok uzaklardan gelip, bölgemize şekil vermeye çalışan güçler olduğunu da görüyoruz. Suriye'de yapılan bu müdahalelerin nelere yol açtığını hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Türkiye bu anlamda da 2019 yılında da çok önemli hamleler gerçekleştirdi. Suriye'nin kuzeyinde uzun yıllardır hazırlanan, birilerinin yatırım yaptığı birtakım oyunları bozmuş olduk Barış Pınarı Harekatı ile ülkemizin uzun vadeli geleceği adına gerçekten çok önemli bir kazanım elde etmiş olduk. Bir taraftan terör yapılanmalarını ortadan kaldırırken, sınırımızda büyük darbeler vururken, oradaki oyunları bozarken, diğer taraftan da Suriye'yi daha güvenli hale getirip, buradaki Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmelerinin önünü açmış olduk. Önümüzdeki dönemlerde bu bölgeler güvenli hale geldikçe daha çok Suriyeli kardeşimizin ülkelerine, vatanlarına hep birlikte geri döndüğünü de göreceğiz. Daha önce Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı harekatı yapıldığı biliyorsunuz. Orada yaptığımız bu çalışmalar aslında Suriye'nin birliğini koruma adına da çok önemli. Herhangi bir ülkenin toprağında gözümüz yok. Tek amacımız var Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak. Siyasi birliğini korumak, siyasi çözümünün kolaylaştırmak Suriye meselesinin ve istikrarını sağlamak. Başka bazı ülkeler Suriye'nin istikrarsızlığından medet umuyor olabilir. Kargaşadan nemalanıyor olabilir. Ama Türkiye böyle değil. Türkiye komşularının istikrarlı olmasını ister. Bizim milli menfaatimiz komşularımızın istikrarlı olmasını gerektiriyor. Dolayısıyla Suriye'nin istikrarı, barışı içinde inşallah elimizden gelen çabayı sarf etmeye devam edeceğiz" dedi.

“Her iki ülkenin haklarını koruyan bir antlaşma imzaladık”
Libya'da yaşanan gelişmeler ve Libya’nın Türkiye ile yaptığı anlaşmayı da değerlendiren Yılmaz, "Suriye dışında Libya konusu da çok çok önemli tabi. Libya'da yaptığımız anlaşmalar en az Barış Pınarı Harekatı kadar önemli. Gerçekten tarihi anlaşmalar. Biliyorsunuz Akdeniz'de Türkiye'yi dışlamaya çalışan bir grup ülke var. Kendi aralarında birtakım anlaşmalar yapıp, oradaki kaynakları ve çeşitli hakları Türkiye'nin aleyhine, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin aleyhine kullanmaya çalışan ülkeler var. Ama yaptığımız hamlelerle, yine tarihi birtakım açılımlarla aslında nasıl Suriye'de oyunları bozduysak, Akdeniz'de, Doğu Akdeniz'de de o oyunları bozmuş olduk. Libya'yla yaptığımız iki anlaşma bu anlamda çok çok kıymetli. Bir tarafta askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması gerçekleştirdik. Diğer taraftan da deniz yetki alanlarının sınırlandırılması dediğimiz bir anlaşma yaptık. Ve Libya'yla aramızdaki sınırları belirlemiş olduk. Hem Libya'nın, hem de Türkiye'nin hakkını, hukukunu koruyan çok önemli iki anlaşmaya imza atmış olduk. Bu tabi Türkiye olmadan Akdeniz'de, Doğu Akdeniz'de Türkiye aleyhine bir oyun kurgulanamayacağını da ortaya koymuş oldu bu hamlelerimiz. Bunu da uluslararası hukuk içinde gerçekleştirdik. Ve temel kendi haklarımızı güçlü bir şekilde koruma irademizi ortaya koymuş olduk. Orada bir tarafta Birleşmiş Milletler'in kabul ettiği meşru bir hükümet var, Serrac hükümeti dediğimiz. Diğer tarafta darbeci bir generalin kalkışması söz konusu. Paralı askerlerle, aşırı gruplarla birtakım değişik ülkelerin desteğiyle Libya'ya askeri bir çözüm dayatmaya çalışan güçler var. Biz yine burada haklıdan ve meşru olandan yanayız. Maalesef dünyanın bu anlamda çok da uluslararası standartlara uyduğunu söyleyemeyiz. Bazı Avrupa Birliği üyesi ülkeler dahil olmak üzere Birleşmiş Milletlerin tanıdığı hükümete karşı yapılan bu hareketleri desteklediklerini görüyoruz. Uluslararası hukuka uymayan bir tavır içinde olduklarını görüyoruz. Bu da tabi kabul edilebilir bir durum değil. Maalesef bunu görüyoruz. Aslında Avrupa Birliği'nin burada uluslararası hukuktan yana olması beklenir. Ve kendi üyelerinden bir kısmının uluslararası hukuku tanımaz bu tavrını Avrupa Birliği'nin statüsünü, imajını da zayıflattığını burada vurgulama durumundayız. Maalesef bu tabloları görüyoruz. Türkiye Libya'da yine haklıdan yana, meşru hükümetten yana" dedi.

“Dünyanın en büyük siyasi partilerinden biriyiz”
Yılmaz konuşmasında AK Parti’nin 10 milyonu aşkın üyesiyle demokratik dünyanın en büyük siyasal kurumlarından biri olduğunu dikkat çekerek “AK Parti ulusal bir marka, Türkiye'nin son 17 yılında gerçekten çok önemli değişimlere, dönüşümlere, reformlara imza atmış bir parti. Çok önemli başarılar imza atmış bir parti. Bir taraftan güçlü bir liderliği olan bir parti, ama diğer taraftan da çok geniş kadrolara sahip bir parti. Teşkilatlarıyla, tecrübesiyle gerçekten Türkiye'nin çok önemli bir değeri, bir kurumu AK Parti" dedi.

Ogün İnal