Annesinin tuvalet masasından başlayan merakı koleksiyona dönen Menekay, kokulardan ziyade şişelerin formlarına ve zarafetlerine hayran olduğunu dile getirdi.
İki yıldır kendi atölyesinde seramik eserler üreten Menekay, 30 senedir değişik kültürlere ait küçük parfüm şişeleri biriktiriyor. Evinin bir köşesinde 300 şişeyi geçen koleksiyonunu sergileyen Menekay, “Parfümlerin kokularını değil ama şekillerini, zarafetlerini hayranlıkla izliyorum” dedi.
İlk hayran kalışının annesinin parfüm şişeleri ile başladığını sözlerine ekleyen Menekay, “Üsküdar’da bedesten gezmeyi gençliğimden beri çok severdim. Annemin tuvalet masasında birkaç tane küçük parfüm şişesi vardı, ben onları çok beğenir, antikacılarda küçük parfüm şişelerini satın alarak anneme hediye ederdim. Anneannem de çantasında her zaman bu küçük şişelerden taşırdı. Eşimle nişanlandık, eşim yabancı bir askeri gemisini gezerken, gemideki satış yerinden küçük şişelerden oluşan bir set getirdi. Bu merak böyle başladı. Kız kardeşim yurt dışına çıktıkça da bana hediye getirmeye başladı. Geçen 30 sene içerisinden 300’ü aşkın şişe biriktirmiş oldum” dedi.
En kıymetli olan şişenin Çin kültüründen gelen ve Bozcaada’da bir antikacıdan alınan ile anneannesinden kalan parfüm şişesi olduğunu da ifade eden Menekay, “İstanbul’dan Çanakkale’ye taşınırken bir seramiklerimi bir de şişe koleksiyonumu taşıma şirketine veremedim. Koku merakı değil ben de ki ben bu şişelerin küçüklüğünü, formlarını, estetik duruşlarını seviyorum. İçlerinde en kıymetlisi anneannemin parfüm şişesi ve Çin kültüründen gelen porselen şişe. Bu porselen şişeyi Bozcaada’da bir antikacıdan aldık, kim bilir nasıl bir hikayesi vardır” dedi.
Dilek Akşen