‘’KAMUOYU ARAŞTIRMASI YAPTIRACAĞIM’’

 
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan dün Meclis Salonu’nda bir basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi.
Faaliyetleri duran bir maden şirketinin 200 kişinin işine son vermesinin ardından sosyal medya üzerinden başlatılan hareketle işçilerin belediye tarafından istihdam edilmesi yönünde bir algı operasyonu yapıldığına ve hedef gösterildiğine değinen Başkan Gökhan, suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Başkan Gökhan,  “Firma bizi tehdit etmeye başladı. Tehditler işçi çıkarmakla başladı. Burada çalıştıramıyorlarsa işçileri kendilerine ait diğer işletmede çalıştırsınlar” dedi. Maden şirketi yetkililerinin ‘Madenleri birlikte denetleyelim’ teklifine ise Gökhan, kendilerinin denetim mekanizması olmadıklarının altını çizerek cevap verdi. Çanakkale Belediyesi’nin maden faaliyetleri kadar, termik santrallere de karşı çıktığını belirten Başkan Gökhan, kamuoyu araştırması yaptıracağını da belirterek, “Bakalım halk ‘maden çalışmaları yapılsın mı, yoksa yapılmasın mı? ‘diyor hep birlikte görelim” dedi. Ruhsat konusu ve termik santraller konusunda devlet mekanizmalarının açıklamalarını da değerlendiren Başkan Gökhan, “Devlet izin verdiği için onların yanında, aynı devlet şu anda ruhsatı yenilemiyor. Bu tutumun sürmesi gerek ve aynı şekilde termik santrallerin de şalterlerinin inmesi lazım” dedi.

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan konuşmasına yaşanan sürece değinerek başladı. Gökhan “Siyanürle Altın İşletmesinin sonucundaki, siyanür riski ve toprak kazıldığı zaman oradan çıkacak olan tehlikeli atıkların hava yolu ile Çanakkalelilerin üzerine gelme riski karşısında, burada altın işletmesinin siyanürlü altın işletmesinin yapılmaması konusundaki duyarlılığımız gereği bu mücadeleyi yapıyoruz. Mahkemelere gittik, davalar açtık, bu davaları kısmen kazandık, kısmen kaybettik. Ama risk olduğu müddetçe bizim bu mücadeleyi yapmamız gerekli. Çanakkale’nin esenliği ve güvenliği için bunu bu şekilde sürdüreceğiz.  Bugün geldiğimiz noktada şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Çanakkale halkının, Kepez halkının, Bayramiç halkının, Çan halkının çünkü onları da etkiliyor. İşletmenin hinterlandı onları da kapsıyor. Su kaynaklarını korumak için onlar da eylem içerisindeler.  Bunu yaşayanların büyük çoğunluğu yüzde 90’ın üzerinde bir oranda insanlar bu konuda bizim doğru yaptığımızı, haklarını koruduğumuzun bilincindedir. Bununla ilgili istiyorlarsa bir kamuoyu araştırması yapabilirler.  Nasılsa çok para harcıyorlar, bir kamuoyu araştırması yaparak bu yöredeki insanlar ne diyorlar? ‘Ne pahasına olursa olsun Altın işletmesi kurun’ mu diyorlar? Yoksa ‘bu işte vazgeçin’ mi diyorlar? Bir kere bunu ben merak ediyorum. Onlara da tavsiye ediyorum” dedi.

“BİZİ TEHDİT ETMEYE BAŞLADILAR”
Firma tarafından işten çıkarılacak 200 işçiye yönelik açıklamalarda da bulunan Başkan Gökhan “Dün bir basın toplantısı yapmışlar. Bunun üzerine ben de açıklama yapma ihtiyacı duydum.  Şöyle ki; ‘Ruhsatların yenilenmemesi karşısında üzüntü içindeyiz’ demiş.  Biz de mutluluk içerisindeyiz. Çünkü şimdiki hali ile söylüyorum en azından Sayın Bakanın Milletvekilinin söylemiş olduğu, bu konudaki duyarlılıklarının olduğunu ve bu tepkilerin karşısında ruhsatı yenilemeyi düşünmediklerini hatta Cumhurbaşkanının bu konuda tepkili olduğunu, hatta ‘biz bu konuda ne elde ediyoruz ki  bu kadar yaygara kopuyor’ diye  soru sorduğunu ifade etmiş. Hatta ben bu konuda teşekkür ettim.  13 Ekim’de yenilenmesi gereken ruhsat şu anda yenilenmiş değil ve yenilenmeyeceğini düşünüyorum. Bu süreçte ilgili firma çeşitli girişimlerde bulunuyor olabilir bu mümkündür. Ama bunu şu ana kadar başaramamış olması noktasında şimdi bizi tehdit etmeye başladılar. Neyle tehdit ediyor? Oradan çıkarılan işçilerle tehdit ediyor. Efendim 200 işçi çıkarılmış da bunun sorumlusu bizmişiz.  Ben işçi çalıştırma taahhüttü vermedim kimseye. Eğer bunlar eğitilmiş işçilerse, işletmeleri var alıp orada istihdam edilebilir. Bu onları sorunu. Onların verdikleri sözlerdir” dedi.

“BİZ BÜTÜN SİYANÜRLE ÇALIŞAN İŞLETMELERE KARŞIYIZ”
Firma yetkililerinin ‘Neden en çok bize karşılar?’ sorusuna yanıt veren Belediye Başkanı Ülgür Gökhan,  Kirazlı bölgesinin tam da Çanakkale’nin içme suyu havzasında ve Çanakkale’yi ilgilendiren bir olanda olduğu için en çok mücadele ettiğini belirterek “Neden bizim işletmemizle ilgili mücadele ediliyor da diğerleri ile ilgili her hangi bir şey yapılmıyor? diye bir soru sormuşlar. Biz bütün siyanürle işletmecilere karşıyız. Yani, aşağı yukarı 44 bin 400 hektar. Yani 444 bin dönüm alanda ruhsatlandırma var.  Şu ana burada sadece bir işletme var.  Bir tanesi Balanban’da işletmeye hazırlanma var. Bir de  Eczacıbaşı’nın Şahinli’deki bir işletme hazırlığı var. Biz bütün bunlara karşı olan mücadelelerin içerisinde yer aldık. Hatta davalara müdahil olduk. Bu bizim bölgemizin sorunu. Yani Kazdağları dediğimiz bölgede yapılan faaliyetlere karşı olduğumuzu ifade ettik ve  bunlara dava açtık, müdahil olduk ve bunları takip ediyoruz. Ama Kirazlı’daki işletme tam da Çanakkale Belediyesini ilgilendiren bir konu. Çünkü benim su havzamın tepesindeki bir işletmeden bahsediyoruz. Onun için özellikle mücadele ediyorum.  Dolayısı ile orası benim içme suyum, soluduğum hava kalitem ve ben bunları korumak zorundayım.  Benim madenciliğe karşı, firmaya karşı bir şeyim yok. Ama ben bu mücadeleyi Çanakkale halkı için veriyorum.  Ben Çanakkale halkının esenliği için her türlü tehlikeye karşı mücadele etmek zorundayım. Nasıl altyapı yapma, çocuklara park yapma, sağlıklı içme suyu karşılama görevim varsa, Çanakkale halkını bekleyen tehlikelere karşı koruma görevim var. Ve görevimi yerine getirmeye çalışıyorum. Yoksa kimseye bir düşmanlığım falan yok” dedi.

“BEN HALKTAN YANAYIM”
Maden işletmelerinin yanı sıra Termik santrallere de karşı olduklarını belirten Başkan Gökhan, “Cumhurbaşkanının sözlerini de hatırlattığı konuşmasının devamında “Bu noktada sadece madencilikle ilgili değil,  Termik Santrallerle ilgili de mücadelemizi sürdürüyoruz.  Ama benim Başkan olduğum yörenin sınırları içerisinde olmadığı için sadece bölgedeki çevre anlamında karşı  olduğumuzu ifade ediyoruz.  Nitekim şu anda termik santraller konusunu yaşıyoruz. Tedbir alınacaktı, bacalar takılacaktı, süre verildi. Ne oldu? Süreler geldi sonuna dayandı ve hiçbir şey bağlamadılar. Kamuoyu o kadar baskı altında bırakıldı ki birileri, Sayın Cumhurbaşkanı veto etmek zorunda kaldı. Hani Cumhurbaşkanı dedi ya ‘Bir tarafta sermaye, bir tarafta halkım’ ben de aynı şeyi söylüyorum ‘bir tarafta sermaye, bir tarafta halkım’  ben halktan yanayım.  Ben Çanakkale halkından yana olmak zorundayım. Çünkü ben Belediye Başkanıyım.  Madencinin yanında olmam düşünülemez bile” dedi.

“BEN DENETİM MEKANİZMASI DEĞİLİM”
Başkan Gökhan konuşmasının devamında Maden şirketi yetkililerinin ‘Birlikte denetleyelim’ teklifine de değinerek, kendilerinin denetim mekanizması olmadığını dolayısı ile denetim mekanizmalarına da güvenmediklerini belirterek “Maalesef ülkemizin denetim eksikliğinin sonucunda bu Termik Santrallerin  hikayesi ortaya çıktı. Her gün televizyonda izliyorsunuz.  Bunları söyledik. Bir tanesi Çan’da. Yani ‘biz iyi yapıyoruz. Gel birlikte denetleyelim’ diyerek laf salatası yapmaya gerek yok. Ben denetleme mercii değilim. Denetleme mercileri var. Çevre Bakanlığı Sağlık Bakanlığı, Orman Müdürlükleri var.  Ama denetimin, kontrolün, ileriki süreçlerde  nasıl olacağı konusunda güvensiziz. Bir inancımız yok.  Bugün örneğini görüyoruz. Yarın burada en ufak bir sızıntıda nasıl tedbir alınacak? Bu adamlar altınlarını alacaklar, heybelerine doldurup çekip gidecekler.  Bu doğa ile biz baş başa kalacağız. Bu riskle biz baş başa kalacağız” dedi.

“ÇANAKKALE HALKINI SATIN ALAMAZSINIZ”
Konuşmasında maden şirketin yatırımlarına da değinen Başkan Gökhan “Bunlar zannediyorlar ki para ile satın alabiliriz. Her şeyi satın alabilirsiniz ama Çanakkale halkını satın alamazsınız. Biz başka insanlara ya da yerlere benzemeyiz. Biz bu konuda yalan söylemiyoruz, insanlar anlayabiliyor. Dolayısı ile şu an itibari ile Çanakkale halkı dediğim gibi, büyük çoğunluğu bu konuda hemfikir.  Burada ‘Biz 25 milyon TL gibi bir yatırım yaptık. Okulları yeniledik, altyapılar yaptık, köylere çöp konteynerleri verdik’ demiş bir arkadaş. Ben de diyorum ki; 151 milyon doları teşvik almışsınız.  Bunu sadece bir kısmını vermişsiniz.  Alacaklarınızın hepsini gider olarak yazıyorsunuz.  Üstelik 865 milyon TL yani 151 milyon dolar teşvik aldınız.  Birbirimizi kandırmayalım. Biz de hesap biliyoruz.  Bizi para ile satın alma noktasında olamazsınız. Bu bize hakarettir. 25 Milyon dolar harcadın yaptığın iyiliği söyleme bari. Verdiğin zararlar, kestiğin ağaçlar,  tahrip ettiğin doğa, oluşturduğun riskler var. Benim tepemden çekil kardeşim. Yarın sen buradan gideceksin. Yarın sana destek verenler, insanları toplayıp ‘Bunun bir zararı olmadığını, burasının Kazdağları olmadığını, Kazdağlarının 40 km uzakta ‘ diyenler,  gidecekler. Biz bu kentte yaşayacağız.  Benim de görevim bitecek ve yarın sokağa indiğimde bunun hesabı benden sorulur. ‘Sen bu arada ne iş yaptın? Gözün nereye bakıyordu?  Buraları görmedin mi?’ Diyecekler.  Ben hesap vermekten korkarım. Buna karşı da sesimi çıkarmazsam dilsiz şeytan olmaktan korkarım ve Allaha hesap vermekten korkarım” dedi.
Sosyal medyada çıkan haberlere değinen Başkan Ülgür Gökhan “Beni istedikleri kadar tehdit edebilirler. Benim fotoğrafımı sosyal medyaya koymak sureti ile hedef göstermem suçtur. Ülkücü gündem denilen her kimse o arkadaşa sesleniyorum. Sen ülkücü falan değilsin. Ülkücüler bunu yapmaz. Ülkücüler vatanseverdir. Ülkücülüğü bu şekilde zedeleme, hedef gösterme.  Bunların hepsi sponsorlu, para verip yapıyorlar.  Biz bu konuda halkın temsilcisiysek,  halkın yararına hiçbir şeyden korkmayız.  Her şeyin hesabını verebiliriz. Şantaj noktasında bunları bu şekilde ortaya koyanları elbette ki gerekli suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

“MÜCADELEMİZ SONUNA KADAR SÜRECEK”
Başkan Gökhan “Ben Bakanın, Cumhurbaşkanının kararlılıkla bu işin peşinde olacağına inanıyorum. Olmazsa süreç devam eder ve sonuna kadar mücadelemiz devam edecek. Çevre konusu Türkiyede çok gündemde ve bütün bunları göz önüne aldığımızda mutlaka devletin daha kararlı tavır alması gerekir” diye konuştu.

Dilek Akşen