Havaların nemli seyretmesiyle birlikte bağlık ve bahçelik alanlarda mantarlar çoğalmaya başladı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, zehirli mantarlar ile yenebilir olanların birbirlerine çok benzeyebildiğini ifade ederek vatandaşları uyardı.
Mantar türleri açısından son derece zengin bir bölge olan Kazdağları ve Biga Yarımadasında melki adı verilen mantarı toplayacak vatandaşları uyaran Baytekin, “İlk yağmurlarla, meralarda, çayırlıklarda çimen mantarı görülmeye başlar. Ardından çam ve püren kaplı alanlarda kırmızı ve mor melkiler çıkar. Yine biberli adını verdikleri beyaz pırnal melkisi de sıklıkla toplanan mantar türleridir. Kırmızı melkiye benzer bir mantar türü daha vardır. Herhangi bir yeri zedelendiğinde beyazımsı süte benzer bir mayi akar. Son derece tehlikeli ve zehirlidir. Bilmeyenler bu türü de toplamaktadır” dedi.
 
 “GEÇMİŞ YILLARDAKİ KADAR MANTAR YOK”
Türkiye’nin batısında kuraklık olduğunu ve hatırı sayılır bir yağış kaydı olmadığını ifade eden Prof. Dr. Baytekin, “Bölgenin yüksek kesimleri nispeten daha iyi yağış aldı ve geçtiğimiz bir haftadan bu yana devam eden ılıman hava mantar ve melki türlerinin gelişimi için uygun ortam sağladı. Bugünlerde meydana gelen yağışlarla önümüzdeki günlerde mantar türlerinin gelişme ihtimali bulunuyor.  Çam mantarı, kanlıca, melki, çıntar gibi isimlerle anılan mantar türleri, Antalya ve Muğla yörelerinde yoğun bir şekilde toplanıyor. Bölgemizde de Yenice’nin bazı yörelerinde bulunuyor. Ancak geçmiş yıllardaki kadar fazla değil” dedi.
 
 
Mantar toplamayı hobi olarak da yapanların olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baytekin, “Mantar toplamak insanımızın en önemli merakları, hobileri arasında yer alıyor. Ancak mantar toplama konusunda bir uzmandan her zaman destek almakta yarar var. Sonbaharda yurdun dört bir tarafından gelen mantar zehirlenmelerine dair haberlere şahit oluyoruz. Bu nedenle, bilenlerle birlikte toplamak, emin olunmadığı durumlarda almamak gerekiyor” dedi.
 
“MELKİYE BENZEYEN ZEHİRLİ MANTARLAR VAR”
 
 En çok  melki denen mantarın tüketildiğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Baytekin, “Kazdağları ve Biga Yarımadası, mantar türleri açısından son derece zengin bir bölge. İlk yağmurlarla, meralarda, çayırlıklarda çimen mantarı görülmeye başlar. Ardından çam ve püren kaplı alanlarda kırmızı ve mor melkiler çıkar. Yine biberli adını verdikleri beyaz pırnal melkisi de sıklıkla toplanan mantar türleridir. Kırmızı melkiye benzer bir mantar türü daha vardır. Herhangi bir yeri zedelendiğinde beyazımsı süte benzer bir mayi akar. Son derece tehlikeli ve zehirlidir. Bilmeyenler bu türü de toplamaktadır” dedi.
 
 
“ÖLÜMLE SONUÇLANAN VAKALAR ÇOĞUNLUKTADIR”
 
Ölümle sonuçlanan vakaların çoğunlukta olduğunu da ekleyerek sözlerine son veren Prof. Dr. Baytekin, “Mantar zehirlenmesinin kesin bir çaresi bulunmamaktadır. Yenen miktara bağlı olarak ölümle sonuçlanan vakalar çoğunluktadır.  Yakın çevrede mantar veya melki bulma ihtimali bulunmamakla birlikte, gezi veya spor amacıyla gidenlerin, dikkatli olmalarında yarar var” dedi.
 
Dilek Akşen